Acıbadem üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü Başkanı Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ferit Demirkan, yurt içindeki eğitiminin yanı sıra Amerika, Tayvan ve Belçika’da uzman isimlerle yaptığı çalışmalar neticesinde kendini Plastik Cerrahi alanında yetiştirmiş başarılı bir hekim. Yaptığı başarılı estetik ameliyatlarla danışanlarının istedikleri görüntüye kavuşmalarına yardımcı olan Prof. Dr. Demirkan özellikle obezite hastalarının mide küçültme ameliyatı sonrası vücutlarında oluşan sarkmaları gidermede farklı çözümler sunuyor. Türkiye’de mide küçültme ameliyatlarının artık güvenle yapıldığını ve buna bağlı olarak kişilerin estetik anlamdaki taleplerinin artış gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ferit Demirkan başarılı kariyerini, obezite cerrahisi sonrasında yaptığı estetik operasyonları ve son dönemde estetiğe olan ilginin nedenini Klass’a anlattı.
“Tüm dünyadaki uygulamaları bilen biri olarak söyleyebilirim ki Türkiye’de estetik cerrahi çok ileri bir düzeye ulaştı. Bu nedenle yurt içindeki hastalarımızın yanı sıra estetik ameliyat için Avrupa, Balkanlar, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu’dan gelen kişilerin sayıları her geçen gün artıyor.”
“Obezite cerrahisi sonrasında kilonun sabitlenmesi yaklaşık iki yıl sürüyor. Dolayısıyla estetik müdahalelerin bu süreden sonra yapılmasını tavsiye ediyoruz. Ancak hastaların bilmesi gereken bir şey var: Mide küçültme ya da by pass cerrahisi fark etmez; kişiler yeme alışkanlıklarını değiştiremezlerse iki yıl sonra tekrar kilo alabiliyorlar. Bu nedenle kiloyu sabit tutmak sadece zamana bağlı bir konu değil.”
Ferit Bey, öncelikle aldığınız eğitimlerden ve mesleki kariyerinizden bahseder misiniz?
Doktor olmayı isteyerek seçtim. çünkü babam da bir doktordu ve onun zamanında hekimlik çok değerli bir meslekti. Eğitim açısından çok şanslı olduğumu düşünüyorum. Hep mesleğinin zirvesindeki isimlerin yanında çalışma fırsatım oldu. Hacettepe üniversitesi’nde İngilizce Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Gazi üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Dr. Namık Baran’ın kliniğinde Plastik Cerrahi ihtisasıma başladım. Asistanlığımın üçüncü yılında University of Utah Microsurgical Research Center’a araştırma görevlisi olarak kabul edildim. Orada Dr. Maria Siemionow’un yanında iki yıl kaldım ve el –yüz nakli konusunda araştırmalar yaptım. Dr. Siemionow daha sonra Amerika’nın ilk yüz naklini yapan kişi oldu. Dönüp ihtisasımı tamamladıktan sonra Amerika’dayken aldığım bir davetle Tayvan’da Chang Gung üniversitesi’nde rekonstrüktif mikrocerrahi konusunda bir klinikte araştırma yapmaya başladım. Burada da ayaktan ele parmak nakilleri, çene kanserleri sonrası onarımlar konusunda Dr. Fu-Chan Wei ile çalıştım. Dr. Wei, bugün hakkında National Geographic ve Discovery Channel’ın belgeseller yaptığı dünyanın en iyi mikrocerrahlarından biri. Her üç mentorumun bana mesleki eğitimden çok daha fazlasını verdiklerine inanıyorum. Sonra Türkiye’ye dönüp yeni açılan Mersin üniversitesi’nde Plastik Cerrahi bölümünü kurdum. Bu dönemde meme kanseri sonrası onarımlar konusunda University of Gents’de bir süre bulundum. European Board of Plastic Surgery sertifikasını aldım. Bu, plastik cerrahi eğitiminizin Avrupa standartlarında olduğunu gösteren bir belge. Profesörlüğümü Mersin üniversitesi’nden aldıktan sonra 2010 yılında Acıbadem Fulya Hastanesi açılırken İstanbul’a geldim. Şu an Acıbadem üniversitesi Plastik Cerrahi Bölümü Başkanıyım. Mesleki derneklerde de pek çok faaliyetim oldu. Türk Mikrocerrahi Derneği Başkanlığı yaptım. Türk Plastik Cerrahi Derneği yönetiminde uzun yıllar çalıştım. Yurt dışında da çeşitli derneklerin kuruculuğunu yaptım ve halen yönetimlerindeyim.
Son yıllarda estetik cerrahiye artan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Estetik cerrahiye talep artıyor; çünkü artık çok daha iyi sonuçlar alınıyor. İyi bir sonuç için gereken üç aşama var. Bu aşamalardan ilki doğallık içerisinde estetik olanın ne olduğunu anlamaktır. İkincisi ise iyi bir analizle buna ulaşmak için nelerin değişmesi gerektiğini saptamaktır. çünkü estetik müdahale gerektiren durumu fark etmezseniz düzeltmeyi düşünmüyorsunuz. Ayrıca estetik müdahale gerektiren yerleri düzeltmek için gereken cerrahi tekniklere sahip olmak da çok önemli. Bir başka konu da nerede duracağınızı bilmek ve bunu hastaya iyi anlatarak gerçekçi bir beklentisi olmasını sağlamaktır. Kişiler sanki hiç ameliyat olmadan istedikleri buruna veya memeye sahip olmuş gibi göründüklerinde estetik cerrahinin değeri de artıyor. Tüm dünyadaki uygulamaları bilen biri olarak söyleyebilirim ki Türkiye’de estetik cerrahi çok ileri bir düzeye ulaştı. Bu nedenle yurt içindeki hastalarımızın yanı sıra estetik ameliyat için Avrupa, Balkanlar, Rusya, Türki Cumhuriyetler ve Orta Doğu’dan gelen kişilerin sayıları her geçen gün artıyor.
“TüRKİYE’DE MİDE KüçüLTME AMELİYATLARI ARTIK GüVENLE YAPILIYOR”
Sizin en çok yapmayı sevdiğiniz estetik cerrahi işlem hangisi? Belli bir konuya yoğunlaşıyor musunuz?
Aslında bu branşı çok severek seçtiğim ve o dönemdeki rol modellerimiz “her şeyi bilen cerrahlar” olduğu için ben de her şeyi öğrenmek konusunda ciddi bir çaba harcadım. Zaten akademik kariyerin de gereklerinden biri bu. çünkü pek çok genç asistana her konuda eğitim vermek durumundasınız. O nedenle hepsini seviyorum ve yapıyorum. Sonra obezite sonrası yapılan estetik girişimlerin aslında tam da bana uygun bir konu olduğunu farkettim. Zira bildiğiniz gibi bu kişilerde 30-40 kilo verdikten sonra yüz germeden meme toplamaya, kol germeden abdominoplastiye, lazer lipodan yağ enjeksiyonuna kadar çok sayıda müdahale gerekiyor. Türkiye’de mide küçültme ameliyatları artık güvenle yapılıyor ve hasta sayısı da her geçen gün artıyor. Kişilerin estetik talepleri de bu doğrultuda artış gösteriyor.
Peki, obezite cerrahisine nasıl bakıyorsunuz?
Obezite cerrahisi bence çok faydalı bir operasyon. Daha önceden obezitenin kaynağı tam olarak anlaşılamamıştı ve yapılan ameliyatlar da sadece bağırsak emilimini azaltmaya yönelik doğal fizyolojiyi bozan ameliyatlardı. Şimdi midedeki genişlemenin özellikle fundus denilen kıvrımlı bölgedeki belli hücrelerin sayısını ve salgılarını arttığı, bunların da sağlığı ciddi şekilde bozduğu bulundu. Artık sadece bu bölgenin çıkarılmasını hedefleyen mide daraltma ameliyatları yapılıyor. Hastalara ameliyat öncesinden başlayarak yeme bozukluğuna yönelik davranış tedavileri, diyet bilgileri veriliyor ve kişiler bir ekip tarafından ameliyat sonrası dönemde izleniyor. Ameliyatların riski de azaldı. Benim kız kardeşim de bu ameliyatı oldu ve bir estetik cerrah olarak onun sonuçlarını izliyorum.
Obezite cerrahisi sonrası estetik girişimler ne zaman yapılmalı?
Obezite cerrahisi sonrasında kilonun sabitlenmesi yaklaşık iki yıl sürüyor. Dolayısıyla estetik müdahalelerin bu süreden sonra yapılmasını tavsiye ediyoruz. Ancak hastaların bilmesi gereken bir şey var: Mide küçültme ya da by pass cerrahisi fark etmez; kişiler yeme alışkanlıklarını değiştiremezlerse iki yıl sonra tekrar kilo alabiliyorlar. Bu nedenle kiloyu sabit tutmak sadece zamana bağlı bir konu değil.
“OBEZ KİŞİLERDE BİRDEN FAZLA BöLGEDE SARKMA VE DEFORMASYON OLDUĞU İçİN BİRDEN FAZLA ESTETİK AMELİYAT GEREKİYOR”
Peki, estetik müdahalelerin hepsini bir anda mı yapıyorsunuz?
Obez kişilerde birden fazla bölgede sarkma ve deformasyon olduğu için birden fazla estetik ameliyat gerekiyor. Ancak hepsini bir anda yapmak çok uzun ameliyat süreleri gerektiriyor ki bu estetik ameliyatlarda çok arzu etmediğimiz bir durum. Bu nedenle süreci kol germe ve meme toplama ameliyatı; abdominoplasti, bacak germe ve popo germe operasyonu gibi uygun kombinasyonlarla iki veya üç seans planlamak daha iyi bir stratejidir. Yüz germe ise kendi başına bir seans olabilir. Hangisinin önce yapılacağına hasta karar veriyor. Seans aralarına da ideal olarak en az 3 aylık bir süre koymayı öneriyorum.
Bu ameliyatlar riskli operasyonlar mıdır?
Eğer hastanın ciddi bir sağlık problemi yoksa estetik müdahalelerin herhangi bir riski söz konusu değil. Eğer iskemik kalp hastalığı gibi genel anestezi alma riski yaratan hastalıklar varsa önce bunu düzeltmek veya hiç estetik girişim yapmamak da söz konusu olabilir. Geçirilen mide ameliyatına bağlı beslenme sorunları varsa bunlar da düzeltilmeli. Obez hastalarda varislere sık rastlanıyor. Varisler uzun ameliyatlarda tromboemboli sorunları yaratabilir. Bu nedenle öncelikle bunları inceleyip gerekirse varis ameliyatına gönderiyoruz. Bunun dışında hastaların sigara içmemeleri veya en azından ameliyat öncesi 15 gün ve sonrasında 15 gün sigarayı bırakmaları gerekiyor. Aksi takdirde cilt kayıpları veya kesi yerlerinde açılmalar görülebiliyor.