Türkü Dünyasında Devrim Yaratan Bir Kadınım

Türkü Dünyasında Devrim Yaratan Bir Kadınım Türkü Dünyasında Devrim Yaratan Bir Kadınım

Müzik hayatına 10 yıl ara veren ve sahnelere bomba gibi dönmeye hazırlanan Nur Ertürk 10 yıl boyunca neler yaptığını ve önümüzdeki projelerini Klass’a anlattı...

Profesyonel müzik hayatına adım attığı ilk dönemde Türk Halk Müziği dünyasına yepyeni bir soluk getirerek yüksek beğenileri üstüne toplayan Nur Ertürk, 10 yıl önce müziğe verdiği arayı sonlandırıp yepyeni bir türküyle müzik hayatına geri döndü. Türkü dünyasında devrim yaratan kadın olarak bilinen Nur Ertürk müzikten uzak kalarak geçirdiği sürede tüm yaşadıklarını sindirip şimdi büyük bir olgunlukla hayranlarının karşısına çıkmanın mutluluğunu yaşıyor. ünlü Türkücü Nur Ertürk geçen on yıl da neler yaşadığını, müzik çalışmalarını ve yeni projelerini Klass’a anlattı.

 

“Müzik benim öz evladım. Benim Nur Ertürk olarak tüm Türkiye’ye hatta bazı ülkelerde bile tanınmama sebep olan şey müziğimdir”

 

“Türkü dünyasında devrim yaratan bir kadınım. Gerçekten Türk halk müziğine yepyeni bir nefes yepyeni bir soluk getirdim. Kıyafet tarzımla da altyapı bazında da sound bazında da türkü dünyasında fark yaratan bir tarzın altına imza attım. 

 

 

Nur Hanım müzik dünyasına verdiğiniz aradan sonra yepyeni bir türküyle hayranlarınızın karşısına çıktınız. öncelikle sizden yeni dönem müzik çalışmalarınızı dinleyebilir miyiz?

Müzik hayatıma yaklaşık 10 yıl ara verdim. Bu sürede iş kadınlığı kimliğiyle hayatımı sürdürdüm ve tekstil sektöründe faaliyet gösterdim. Hala da bu konudaki çalışmalarım devam ediyor. Ama müzik hayatıma 10 yıl ara verdikten sonra yeniden asıl mesleğime ‘merhaba’ dedim ve bunu da bir single ile taçlandırdım. Yeni türkümüzün adı ‘Kara Kiraz’. Bu türkünün hem klibini çektim hem de çıkış parçası olarak seçtim. Böylelikle bir nabız çalışması da yapmış olduk. İnşallah bu şarkı İlvanlım, Mihriban, Yar diline, Yaban eller gibi hitlerim arasına girecek.  

 

“HALKIN BİZE EŞLİK ETMESİYLE DOĞRU BİR TERCİH YAPTIĞIMIZI DüŞüNüYORUM”

Peki 10 yıl sonra nabız ölçtük dediniz, nasıl tepkiler aldınız?

çok güzel tepkiler alıyoruz, bir kere türkü çok daha yeni ama ona rağmen birçok konser alanında ilk kez okumama rağmen hatta enstrümantal anlamda sazlarımın bile daha alışmadığı bir şekilde okuduğumuzda dahi hemen halkın bize eşlik etmesiyle doğru bir tercih yaptığımızı düşünüyorum. çünkü çok çabuk akılda kalıyor, hemen hareketlendiriyor, hemen coşturuyor ve dillere hemen yerleşiyor. Bu anlamda çok sevindirici gelişmeler bunlar tabii.

 

Peki ne oldu da 10 yıl ara verdiniz ve ne oldu da 10 yıl sonra geri döndünüz?

Bir kere çok yoğun 8 yıl süren televizyon programı yapıp yönetiyordum ve sunuyordum. Hafta içi 5 gün 3 saat canlı yayındaydım benim başka hiçbir şey yapmama fırsat kalmıyordu. Başkaları belki bir koltuğa 3 karpuz sığdırıyor ama ben bölük pörçük bir iş yapmayı sevmediğim için sadece televizyonculuğa ve sunuculuğa kanalize oldum. O esnada da müziği çok ihmal ettim. Müzik benim öz evladım. Benim Nur Ertürk olarak tüm Türkiye’ye hatta bazı ülkelerde bile tanınmama sebep olan şey müziğimdir. Bu canlı yayının getirdiği stres bir de tükenmişlik sendromu herhalde, -o zamanlar böyle bir moda deyim yoktu- ben herhalde “depresyona girdim” diyordum ve müziğe ara vermek istedim. Oğlum var bir tane Allah bağışlasın ve onun da üniversite çağı gelmişti. üniversiteye hazırlanması gerekiyordu. Oğlumla kendim ilgilenmek istedim. Yine o dönemde annemi kaybettim. Araya başka başka sorunlar girdi ve hevesimi kaçıran birtakım şeyler oldu. Sektörel bazda takdir edilmek yerine taklit edilmeye başladım. Ve böyle bir aranın bana iyi geleceğini düşündüm.

 

“BEN KENDİME MüNHASIR BİR İNSAN OLARAK KİMLİĞİMİ HİçBİR YERDE HİçBİR KONUMDA HİçBİR ŞEY İçİN DEĞİŞTİRMEYİ DüŞüNMEDİM”

Siz gençliğinizde tarzınızla Türk Halk müziğine yeni bir soluk getirmiştiniz…

O dönemler nasıl tepkiler aldınız?

Ben hep ilklerin kadınıyım diyorum. Türkü dünyasında devrim yaratan bir kadınım. Gerçekten Türk halk müziğine yepyeni bir nefes yepyeni bir soluk getirdim. Kıyafet tarzımla da altyapı bazında da sound bazında da türkü dünyasında fark yaratan bir tarzın altına imza attım. Eskiden Türk Halk müziği sanatçısı deyince, şalvarlı ipek mendili elinde lay lay lom halay çeken insanlar geliyordu akıllara. Ben kendime münhasır bir insan olarak kimliğimi hiçbir yerde hiçbir konumda hiçbir şey için değiştirmeyi düşünmedim. Türkü okuyorsam da hangi kimlikte nasıl yaşıyorsam ona göre hareket ettim. çağdaş genç bir kız olarak mini eteğimi de giydim, straplez elbisemi de giydim. Türkülerimi aslanlar gibi de okudum ve dillere de marş oldu. Yani mini etek giyinen insanlarında, straplez giyen insanlarında türkü söyleyebileceğini göstermiş oldum. Hatta mini şortlar giyip sahneye çıktığım bile oldu. O zamanlar inanılmaz tepkiler aldım hatta sözlerle taşa tuttular beni. Dışladılar ama yine de hiç değişmedim, hiç korkmadım ve geri adım atmadım. Şimdi ne kadar doğru bir şey yaptığımı o zamanlar beni eleştirenlerin şu an cüretkar kıyafetlerle çıkıp türkülerini söylediklerini gördüğümde anlıyorum. Bu beni biraz mutlu ediyor hem de diyorum ki; yakışmayan lütfen giymesin. Ben giyiniyordum ama bana yakışıyordu. Yakışan ölçülerde giyilmesi lazım kıyafetlerin. Herkes açmasın omzunu ya da bacağını. Yakışıyorsa yapsın. “Büyük lokma ye büyük laf söyleme” derler ya atalarımız, o zamanlarda konuşanların hepsi şu an yarı çıplak türkü söylüyor.

 

“BU SEKTöRDE MAGAZİNSEL OLMAYINCA YOK SAYILIYORSUNUZ MAALESEF”

Ne oldu da karar verdiniz tekrar müzik yapmaya?

Oğlum üniversiteye girince ben tekrar bu anlamda bir boşluk yaşadım ve insanlar artık özlemlerini beni gördükleri her yerde sitemkar bir şekilde üzülerek yansıtınca, dedim ki; “benim kendime, işime, müziğime saygım var. Rabbim bana ses, fizik, sahne hakimiyeti, akıl fikir ve beni çok seven insanlar vermiş. Beni almışlar sıfırdan bir yere getirmişler. Benim bu insanlara karşı küsme hakkım yok, müziğime küsme hakkım yok, sırtımı dönme hakkım yok, yeniden aslanlar gibi Rabbim nasip ederse işimizi yapalım” dedim. Açık konuşmak gerekirse iç sesimi duydum. çok da güzel eserler gelince peş peşe, insanlar da beni böyle heveslendirince ve destek verince ‘ya Allah Bismillah’ deyip çıktık yola, sahalara döndük.

 

Albüm ne zaman çıkacak?

çok güzel eserler topladım. Bu güzel eserleri birkaçı dışında bitirdik onlar da albümleşmeyi bekliyor. Allah işimizi gücümüzü rast getirirse bir albüm de toplayıp yine sevgili dinleyenlerimize sunacağız. Ama çıkış tarihi sürpriz olsun.

 

 

“İLERLEYEN ZAMANDA BİR TELEVİZYON PROJEMİZ VAR”

Yeni single çalışmanızla birlikte ciddi anlamda kilo da verdiniz. Nasıl bir yöntemle kilo verdiniz?

18 kilo verdim ve vücudumda inanılmaz bir rahatlama oldu. Tamamen benim reçetelerimle ve sağ duyusuna çok güvendiğim ve birikimine donanımına güvendiğim bir hekim arkadaşımın desteğiyle oldu. Asla bir operasyon ya da herhangi bir ilaç kullanmadım. Sadece ve sadece çok sağlıklı ve düzenli beslendim. Protein ağırlıklı beslendim bir de bir iki ufak reçetem var. Onları da ilerleyen zamanda bir televizyon projemiz var o televizyon programında paylaşacağım. Bu reçetede çok kısa zamanda görülecek etkiler var ve bunu da yakın zaman da o program da paylaşacağım…

 

Fotoğraflar: Yavuz Kaynar

Mekan: Sheraton Grand İstanbul Ataşehir Hotel