Yilmaz Öztürk Ve Şimal Öztürk : “Just Evora Mobilya Sektörünün Lokomotif Firmalarindan Bir Tanesidir” Mobilya sektöründeki tecrübesi ve her projede gösterdiği pr

Yilmaz Öztürk Ve Şimal Öztürk : “Just Evora Mobilya Sektörünün Lokomotif Firmalarindan Bir Tanesidir”  Mobilya sektöründeki tecrübesi ve her projede gösterdiği pr Yilmaz Öztürk Ve Şimal Öztürk : “Just Evora Mobilya Sektörünün Lokomotif Firmalarindan Bir Tanesidir” Mobilya sektöründeki tecrübesi ve her projede gösterdiği pr

Just Evora Mobilya Proje Müdürü Yilmaz Öztürk Ve Proje Müdür Yardimcisi Şimal Öztürk, Just Evora Markalarinin Tasarim Anlayişini Klass’a Anlatti Mobilya sektöründeki tecrübesi ve her projede gösterdiği profesyonel yaklaşımla bir mekânın ambiyansına ve işlevine en uygun tasarımları hayata geçiren Just Evora Mobilya’nın Proje Müdürü Yılmaz Öztürk ve Proje Müdürü Yardımcısı Şimal Öztürk, bir baba kız olarak iş hayatında yakaladıkları uyum ve başarıyla dikkat çekiyor. Karşılıklı saygı ve sevgi anlayışı içerisinde birlikte büyük bir emek vererek Just Evora markasını yeni proje ve girişimlerle güçlendirmeye devam eden Yılmaz Öztürk ve Şimal Öztürk, baba-kız uyumuyla başarıyı yakalıyor. Just Evora Mobilya Proje Müdürü Yılmaz Öztürk ve Proje Müdürü Yardımcısı Şimal Öztürk ile baba kız ilişkisinin profesyonel yaşamlarına nasıl yansıdığını Klass okurları için konuştuk.  

Son dönemde üzerinde çalıştığınız projelerden bahsedebilir misiniz?
Yılmaz Öztürk: Just Evora ailesi olarak çok ciddi bir mimarı proje firmasıyız. Potansiyelimizin yüzde 70’i yurt dışı çalışmaları. Azerbaycan, Kuzey Irak, Fransa, Orta Doğu ve Afrika ülkelerine çalışıyoruz. Bu arada Azerbaycan’da çok değerli bir büyüğümüzün ciddi bir projesini teslim ettik. Oldukça da keyifli ve konforlu bir çalışma oldu. Firmam ve ekibim ile de gurur duyuyorum. Ama kapıdan gelen tüm dostlarımıza da hizmet vermekten zevk alıyoruz.

“FİRMAM VE EKİBİM İLE
GURUR DUYUYORUM”


Bir proje müdürü olarak proje sürecinde nelere dikkat ediyorsunuz?
Y.Ö: Projede öncelikle konuklarımızın ne istediğinden ziyade mekânın ne istediği çok önemlidir. Profesyonelce bir keşif yapıyoruz. Ondan sonra olması gereken açılarda, olması gereken ürün yelpazesi ve renklendirme tonlarına geçiyoruz. Tabii ki konuklarımızın istekleri de bizim için çok değerli. Onların arzularına kendi istek ve bilgimizi katarak, ikisini harmanlayarak olması gereken güzelliği ortaya çıkarmaya çalışıyoruz.

Müşteri ihtiyaçlarını anlamak ve onlara en uygun tasarımları sunmak adına nasıl bir süreç izliyorsunuz?
Şimal Öztürk: Konuklarımızı ağırladığımızda keyifli bir sohbet üzerinden devam ediyoruz. Bize istek ve arzularını beyan ediyorlar. Bizler de bu şekilde yardımcı oluyoruz. Sonrasında yuvalarına bakıyoruz, çizimlerini yapıyoruz.

Proje yönetiminde karşılaştığınız en önemli zorluklar nelerdir ve bunlarla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Y.Ö: Her işte olduğu gibi bizim işimizin de kendisine özgü zorlukları var. Bazen konuklarımız olmazı oldurmaya çalışıyor. Profesyonelliğimizi devreye sokarak ikna yoluyla karşılıklı ortada buluşmaya çalışıyoruz. Mekânın boyutları, cephesi; ortada taşıyıcı kolonların, direklerin olması tasarım değerini biraz olsun zayıflatıyor. Bu arada tecrübeyle onları dekupe edip ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. En büyük zorluğumuz bu. Tecrübe her şeyin başı. Çözüm odaklı çalıştığımız için bu durum karşımızdaki konukların mutlu ayrılmasına sebep oluyor.
Şimal Hanım, yeni bir yıla girdik. 2025 yılının mobilya trendleri neler olacak?
Ş.Ö: Renklerde özellikle Cappucino tonları fazlasıyla moda. Konuklarımızın çok hoşuna gidiyor. Genellikle üç renk olayını aşmamaya çalışıyoruz. Olması gerektiği gibi dizayn ediyoruz. Olması gerektiği gibi renklendiriyoruz. Uygunluğa dikkat ediyoruz. Trendlerden daha ziyade “Biz ne istiyoruz, müşterimiz ne istiyor?” Ona bakıyoruz. Buna göre de hareket ediyoruz.

Proje ekibinizden de bahsedebilir misiniz?
Ş.Ö: Biz burada aile gibiyiz. Sıcak kanlılığımız ve birbirimize olan samimiyetimiz burada çok önemli. İş dağılımımız oldukça güzel. Oldukça güzel bir ekibe sahibiz. Just Evora çok güzel bir aile.

Yılmaz Bey gelecekteki projeleriniz hakkında ipuçları verebilir misiniz?
Y.Ö: Çok ciddi bir mimari ofis grubumuz var. Yabancı uyruklu mimarlarımız da var. Sürekli dünyadaki fuarları ve trendleri takip ediyoruz. Bunlar bizim tasarım değerlerimize ve konuklarımıza olan sunumumuza çok ciddi etkide bulunuyor. O yüzden bu takibe devam etme zorunluluğumuz var. Sektörde lokomotif firma olmaya çalışıyoruz. Taklit eden değil taklit edilen olmaya çalışıyoruz. Bu da bize gurur veriyor.

Sizin için başarılı proje nedir?
Ş.Ö: Başarının en büyük anahtarı çalışmak ve disiplindir. Konuklarımızın istediklerini onlara sunabilmek en büyük başarıdır. Hayal gücümüzü kullanarak, karşımızdakinin duygularına saygı duyarak isteklerine cevap verebilmek en büyük başarıdır.

“BABA KIZDAN ZİYADE
ARKADAŞ GİBİYİZ”


Baba-kız olarak çalışmak nasıl bir deneyim? İş dünyasında böyle bir iş birliğinin zorluk ve avantajları nelerdir?
Ş.Ö: Bunu herkesin başarabileceğini düşünmüyorum. Biz özel hayatımızda da baba kızdan ziyade arkadaş gibi olduğumuz için rahatlıkla çalışabiliyoruz. Güzel dağılım yapıyoruz. Bu çok önemli. Saygı ve sevgi iş ortamında da çok önemli. Bunu koruyabiliyoruz. Bazen özel hayatımızda birbirimize hanım ve bey olarak hitap ettiğimiz oluyor. Çok güzel ve sıcak anlarımız oluyor.

Kızınıza iş hayatında en çok hangi değerleri aşılamaya çalışıyorsunuz?
Y.Ö: Şimal Hanım çok eğitimli, aklı başında, yetişkin bir birey. O benim gurur kaynağım. 14 Şubat vesilesiyle söyleyebilirim ki o benim tek aşkım. Ona her zaman şunu öğretmeye çalışıyorum. İşe evi, eve de işi asla taşıma. İşine geldiğin zaman dostlarına, misafirlerine saygıda asla kusur etme. Hayallerine de saygı duy.

Birlikte çalışırken birbirinize verdiğiniz en değerli tavsiye nedir?
Y.Ö: Şimal Hanım’a işinde başarılı olması için mücadele etmesi gerektiğini, gecesini gündüzüne katması gerektiğini, çok disiplinli hareket etmesi gerektiğini hep aşılamaya çalışıyorum. Bence disiplin başarının en büyük anahtarı. O da Şimal Hanımda fazlasıyla var.

İş dışında birlikte vakit geçirdiğinizde hangi aktiviteler ilişkinizi daha güçlü kılıyor?
Ş.Ö: Biz baba-kız olarak kahveye çok düşkünüz. Birlikte dışarı çıktığımızda genelde alışveriş yaparız. Sonrasında da bir yorgunluk kahvesi içeriz. Genellikle sohbet odaklı aktiviteler yapıyoruz.

Bir baba olarak kızınızın markanızda gösterdiği başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz. Onun iş dünyasında ilerlemesi sizin için ne ifade ediyor?
Y.Ö: Şimal Hanım bizim markamızın gülen yüzü. Gurur kaynağımız. Diğer dostlarımızı da asla geri plana atamayız. Hepsi çok değerli. Ancak Şimal Hanım bizim gülen yüzümüz. O yüzden onunla gurur duyuyoruz. Bu gülen yüzü konuklarımıza ilettiği için de kendisine teşekkür ediyoruz. Çok daha başarılı olacağını da inanıyorum.

Yoğunluğunuz arasında özel günlerde ailenize nasıl vakit ayırırsınız?
Y.Ö: Ailemize elimizden geldiğince vakit ayırmaya çalışıyoruz. Maalesef iş dünyası çok acımasız. Bu konuda çok hoşgörülü bir eşe sahibim. Sevgili Şimal ve annesine bu konuda hoş görüsünden dolayı teşekkür ediyorum.