Ahmet San : " Talep Olmadan Talep Yaratmak Benim Vazgeçilmezimdir "

Ahmet San : " Talep Olmadan Talep Yaratmak Benim Vazgeçilmezimdir " Ahmet San : " Talep Olmadan Talep Yaratmak Benim Vazgeçilmezimdir "

Ünlü Organizatör Ve Menajer Ahmet San, Meslek Hayatındaki En Özel Anları Ve Dargınlıklarını Klass'a Anlattı Ünlü Organizatör ve Sanatçı Menajeri Ahmet San, “San: Hiçbir Şey İmkansız Değildir” isimli yeni kitabını uzun süren çalışmalar sonunda tamamlayarak okuyucularla buluşturdu. Bu zamana kadar on bine yakın etkinliğe imza atmış, dünyaca ünlü sanatçılarla çalışmış bir isim olan Ahmet San, Türkiye'de eğlence organizatörlüğü denilince akla gelen ilk isimlerden. Galatasaray Lisesi ve Sarbonne Üniversitesi mezunu olan Ahmet San, gençlik yıllarında başladığı organizatörlük serüveninde bugün mesleğinin 50. yılında yeni projeler peşinde koşmaya ve meslektaşlarına ilham olmaya devam ediyor. Eğlence sektörünün en başarılı isimlerinden Ahmet San ile yeni kitabını, geçmişindeki başarılarını, çalıştığı sanatçıları ve unutulmaz anılarını Point Hotel Barbaros’un muhteşem ambiyansında Klass okurları için konuştuk.  

Ahmet Bey, “San: Hiçbir Şey İmkansız Değildir” isimli kitabınızı çıkarttınız. Bu kitabı yazma amacınız neydi?
Çok net bir şekilde şunu söylemeliyim ki bu camiada 50 yılım geçmiş. 10 bine yakın etkinlik yapmışım. İzmir, İstanbul ve Çeşme'de eğlence yatırımları ve işletmeciliği yapmışım. Türkiye'nin pazar payı en yüksek, popüler müzikteki 10 sanatçının menajerliğini aynı anda yaptım. 70'inci yaşıma giriyorum. Mesleğimin de 50'nci yılındayım. Bu zamana kadar yaptıklarım cebimde kalsın istemedim. Tabii ki ben bir yazar değilim. Bu kitabın yazanıyım. Tarık Ünlütürk kardeşim de bana çok yardımcı oldu. Çok akıcı, enteresan bir kitap oldu ve beşinci baskıya girdi. Tüyap fuarındaydım. İlk menajerliğini yaptığım sanatçı Emrah ile bir söyleşim vardı. Fuarın bence en kalabalık söyleşisiydi. İmza etkinliği de çok uzun sürdü. Kitabımda olayları sebep-sonuç ilişkisi içerisinde yazdım. Sürükleyici ve anlamlı olmasını istedim. Bu amacıma ulaştığım için mutluyum.

'YENİ KİŞİLERLE TANIŞINCA VE YENİ FİKİRLERLE KARŞILAŞINCA HEYECANIM ARTTI'
Hayal gücünüzü neye borçlusunuz?
Ben İzmir'de varlıklı sayılabilecek bir ailenin beşinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Ablalarım ve ağabeyim ile de epey bir yaş farkım vardı. Bundan dolayı biraz el üstünde tutuluyordum ama iş hayatına erken atıldım. Lise birinci sınıftan itibaren çalışmaya başladım. Galatasaray Lisesi'nde okuyordum ve Türkiye sathında rehberlik yapıyordum. Yeni kişilerle tanışınca ve yeni fikirlerle karşılaşınca heyecanım başladı. Galatasaray Lisesi fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir eğitim verdiği için yeşerdiğim ortamların da bu anlamda çok önemli olduğuna inanıyorum. Son sınıftayken organizasyonlar yapmaya başladım. Kendimde bu yeteneğin olduğunu keşfettim. Okul maçlarında oyuncu yerine hakem oluyordum. Tüccar bir aileden geldiğim için biraz genlerimde de vardı. Bu ortam sayesinde eğlence sektörüne doğru yol aldım. Galatasaray Lisesi'nde en revaçta olan broşür koluydu. Yıllık çıkartıp gelir elde edebilirdiniz. İlanlar, sponsorlar vs. etkinlik yapıyorsunuz. Bu kola girip kendimi başkan seçtirdim. Talep olmadan talep yaratmak benim vazgeçilmez sac ayaklarımdan biri oldu.

'ULAŞILMAZ FRANSIZ SANATÇILARINA BİR RANDEVU MESAFESİNDEYDİM'
O dönem henüz lise öğrencisi olmanıza rağmen önemli başarılara imza attınız. Biraz bunlardan da bahsedebilir misiniz?
Galatasaray Lisesi'nden ağabeyimiz Timur Selçuk’un kardeşi Selim okulda talebeydi. Benim velim tüccar-terzi Münir Nurettin Selçuk'un elbiselerini dikerdi. Kendisi neredeyse iki haftada bir provaya gelirdi. Kendisiyle tanışma imkanım olduğu için okulda Münir Nurettin Selçuk konseri düzenledim. O dönem ünlü Ses Dergisi vardı. Kapılarına dayandım ve sizinle beraber konserler, ödül törenleri yapalım dedim. Orhan Gencebay hiç sahneye çıkmamıştır ama Galatasaray sahnesinde çıktı. Lise talebesiyken Emel Sayın, Selda gibi konserler yaptık. Kazandığımız parayla Beyoğlu'nun bütün güzel kulüplerinde eğleniyorduk. Bunu başardığınızı görünce bir sonraki aşamaya geçmek istiyorsunuz. Galatasaray Lisesi'nden sonra Paris Sorbonne'a okumaya gittim. Haftalık yüz, yüz elli bin tirajlı 'Hey' dergisi vardı. Popüler müziği de yönlendiriyordu esasında. Kendimi onun Paris muhabiri yaptırdım. Paris muhabiri olunca 20 yaşındayken sanatçılarla bir gazeteci sıfatıyla diyalog kurmaya başladım. Gilbert Bécaud, Sergio Reggiani, Prenses Stephanie of Monaco, Jane Birkin gibi sanatçıları yakından tanıma imkanım oldu. Ulaşılmaz Fransız sanatçılarına bir randevu mesafesinde olduğumu gördüm. Başarım kartopu gibi büyüdü. Üniversitede işletme ve ekonomi bölümünü bitirdim. Bunun yanında ilk iki yıl gazetecilik yüksek okulu okudum. İki yıl da fark dersleri vererek uluslararası ilişkiler yüksek okulu okudum. Paris'teki talebeliğim boyunca iki yüksek okul, bir üniversite bitirmenin yanı sıra birçok röportaj yaptım ve önemli sanatçıları Türkiye'ye getirdim. O zaman bunun bir meslek olarak yapılabileceğini gördüm.

Başarınızın sırrının özgüven olduğunu söyleyebilir miyiz?
Evet, söyleyebiliriz. Ama özgüvenin yanında gerçekçi hayaller kurmak da gerekir. Çok büyük bir hayaliniz olsa da hemen eylememe geçmemek gerekir. Çünkü başarısızlık anında pes edebilirsiniz. Sınırlı, ulaşılabilir hayaller de önemlidir. Bir şeye niyetlendiğiniz zaman eğer bu yapılabilir bir hayalse engelleri tanımadan, kapıları kırarak o hayale ulaşılması gerektiğini düşünüyorum. 20 yaşındaki bir çocuğun, bir sanatçı röportajından ailesinden gelen aylık gelir kadar para kazanabileceğini gördüm. Bütün bu yaşadıklarımı da bir kitaba dönüştürdüm.

Krizleri de ustalıkla yönettiğinizi görüyoruz. Bu konu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Zamanla panikleme oranım sıfıra geldi. Ne kadar ulaşılabilir bir hayaliniz olsa da bazen imkansız gözükür. Onu aşmak için de ahlaki değerleri zedelemeden, karakterinizden ödün vermeden her mübah yolu denemek zorundasınız. Ben de engelleri bu şekilde aştım. Çeşme Festivali'nde o dönem dünya müzik listelerinin zirvesinde yer alan Kim Wilde ve A.Delon sabaha karşı üçte kayboldu. Bindikleri Jet Skinin benzini bitmiş ve kayıplar. Kitabımda bu bol aksiyonlu olaya yer verdim. Bizim jenerasyonumuz 'İcat Çıkartma' sözüyle yetiştirildi. Halbuki en önemli şey icat çıkartmaktır. Burada bir denge kurmak gerekir. Ben affedici bir karakterim. Sayısız sanatçı ve beş yüze yakın politikacıyla iş yapmış biriyim. Her birinin mahremleri bende kalmıştır. Etiğe çok dikkat ediyorum. Bu zamana kadar hep referans üzerinde ilerledim. Hayatımda hiç siyasal iletişim deneyimim olmamasına rağmen bir iktidar partisinin seçim kampanyasını aldım. Dolayısıyla bende 'challenge' bitmez. Zor bir insan olduğumu söyleyebilirim. Mesai arkadaşlarımın da zaman zaman bana kızdığı olmuştur ancak şu anda en büyük starların menajerliğini yapıyorlar. Bana 'Az bile yaptın Ahmet Ağabey.' diyorlar. 

Geçmişte Türk sanatçılarla da çalıştığınızı biliyoruz. Bunların arasından Tarkan ile tatsız bir şekilde ayrıldığınızdan bahsettiniz. Bunun sebebini öğrenebilir miyiz?
Tarkan, Burak, Kenan, Mirkelam, Mustafa Sandal ile kariyerlerinde ilk adımlarını attıktan sonra çalışmaya başladım. Hepsine çok önemli destekler verdiğime inanıyorum. Rahmetli Uğur Özkan dahil hepsi arkadaşım. Sezen Aksu ve Sertap Erener ile de çalıştım. Emrah ve Mahsun da vardı. 10 sanatçıyı yönetmek çok kolay değil. Hepsiyle arkadaşlığım devam ediyor. Tarkan o dönemde çok önemli bir kariyer planlaması içerisinde ilerlerken çevresinin dolduruşuna geldi. İş ilişkisinde sınırları bilmek ve bunlara saygı duymak çok önemli. O nedenle biraz tatsız ayrıldık. Beş bin kişinin izlediği son Harbiye konserinde ise bana dakikalarca teşekkür etti. Ben gençliklerine veriyorum. Ben her zaman başladığım gibi sevgiyle bitirmeye gayret ettim.

Okuyucularınıza son olarak neler söylemek isteriniz?
Kitabımın ,eğlence sektörünü merak edenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazan olarak bütün teliflerimi Galatasaray Lisesi öğrencilerine burs verilmek üzere Galatasaray Eğitim Vakfı'na bahşettim. 25 şehirdeki üniversitelere gideceğiz. Konuşma ve imza etkinlikleri yapacağız. Şu an 5. baskıdayız, 15. baskıyı yapmayı hedefliyoruz.