Cafer Tanrıverdi : “Günümüzde Göz Kırma Kusurlarının Tedavisinde Üç Tip Lazer Yaklaşımı Vardır”
Dünyagöz Etiler Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, Göz Kırma Kusurlarının Tedavisinde Kullanılan Lazer Yöntemlerini Klass’a Anlattı “Günümüzde göz hastalıkları uzmanına en sık gelen başvuru, kırma kusuru nedeni ile gözlük ya da kontak lens kullanımı sebeplidir. Kırma kusurlarından özellikle miyopi ve astigmatizmanın görülme sıklığı giderek artmaktadır. İstatistikler, 2050 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yarısının miyop olabileceğini göstermektedir. Bu durumun nedenleri olarak; insanların kapalı ofis ortamlarda daha fazla zaman geçirmesi, dış ortam aktivitesinin azalması, artan ekranlı cihaz kullanımı ve yakın aktivitesi sayılabilir. İnsan evrimi gereği dış ortamda yaşayan ve aralıklı olarak uzak ve yakına bakan bir canlıdır. İnsanlar kapalı mekanlarda yaşamaya başladıkça uzağa bakış oldukça azalmakta ve uzak görüş buna paralel olarak evrimsel, zaman içinde zayıflamaktadır.” diyen Dünyagöz Etiler Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Cafer Tanrıverdi, göz kırma kusurlarının tedavisinde kullanılan lazer yöntemlerini Klass okuyucularıyla paylaştı.
GÖZ KIRMA KUSURLARININ TEDAVİSİNDE KULLANILAN ÜÇ TİP LAZER YAKLAŞIMI
Günümüzde göz kırma kusurlarının tedavisinde üç tip lazer yaklaşımı vardır. Bunlar SMILE (Small Incision Lenticule Extraction), LASIK (Laser-Assisted in Situ Keratomileusis) ve PRK (Photorefractive Keratectomy) lazer tedavisi (başka bir şekliyle T-PRK [Transepithelial-PRK] ya da No-touch) yöntemleridir. Bunlardan tarihsel süreçte ilk kullanılan yöntem PRK lazerdir. Yaklaşık 30 yıla yakındır kullanılmaktadır. PRK lazerde korneanın en önünde yer alan epitel dokusu mekanik olarak kaldırılarak (T-PRK'da bu aşama lazer ile yapılmaktadır) ardından kornea ön yüzeyine lazer uygulanmaktadır. Bu yöntemin en büyük dezavantajı hastaların ameliyattan sonra 2-3 gün süren ağrı ve bulanık görmesinin olmasıdır. Bu hastalarda refraktif sonuçlar genellikle bir ay içinde stabil olmaktadır. Bu nedenle hızlı iyileşme istenilen durumlar için genellikle uygun değildir. Ayrıca çok yüksek kırma kusurlarında uygulandığında kornea ön yüzeyinde görmeyi bozan “haze” olarak bilinen bulutlanmaya yol açabilmektedir. İlaveten bu hastalarda ameliyat sonrası dönemde göz kuruluğu görülebilmektedir. En büyük avantajı ise korneası ince olan hastalarda yapılabiliyor olmasıdır. Bu nedenle günümüzde bu yöntem hastanın korneası için diğer iki yöntemin uygun olmadığı durumlarda tercih edilmektedir. Diğer popüler tedavi yöntemi olan LASIK yönteminde; kornea ön tabakasından lazer yardımı ile bir flep (tabaka) kaldırılarıp korneanın orta tabakasına lazer tedavisi yapıldıktan sonra flep geri kapatılmaktadır. Günümüzde en çok kullanılan refraktif lazer tedavi yöntemlerinden diğeri de LASIK’tir. LASIK ameliyatları yaklaşık 20 yıldır yapılmaktadır. Refraktif sonuçları oldukça başarılıdır. Ameliyat sonrası dönemde hastalar oldukça konforludur, hızlı bir yara iyileşmesi görülür ve hastalar bir gün sonra bile net görmeye başlarlar. Güvenli ve etkili olduğu yeterince kanıtlanmış bir yöntemdir. En büyük dezavantajı ise göz kuruluğunu bu yöntemde biraz daha sık görmemizdir. Ayrıca korneanın biyomekanik direncini az da olsa etkilediği için ince ve düzensiz kornealarda yapılması çok uygun değildir. Özellikle ekran kullanımı fazla olan meslek gruplarında göz kuruluğu açısından dikkatli olunmalıdır. Bu grup hastaların ameliyat sonrası dönemde 3-6 ay kadar suni gözyaşı preparatları ile desteklenmesinde fayda olacaktır.
SMILE LAZER İLE NE DEĞİŞTİ?
Gözün kırma kusurlarının tedavisinde son dönemde kullanımı giderek artan ve popüler olan en güncel tedavi yöntemi SMILE lazerdir. SMILE lazer kullanımı son 10 yılda giderek artmaktadır. SMILE lazer tedavisi diğer iki yöntemden oldukça farklıdır. Bu yöntemde lazer ile korneanın orta tabakasından çok hassas bir lentikül kesisi yapılarak (disk benzeri bir yapı) sadece 2 mm'lik yan kesiden bu lentikül dışarı çıkarılıp hastanın kırma kusuru düzeltilmektedir. SMILE tedavisini eşsiz kılan en önemli özellik bu hastalarda kornea ön yüzeyine geniş bir kesi ve lazer işlemi yapılmaması ve ameliyat sonrası dönemde ilave bir göz kuruluğunun olmamasıdır. Bu durum göz kırma kusurlarının tedavisinde uygulanan lazer yöntemleri için çığır açabilecek bir özelliktir. Çünkü diğer hiçbir yöntemde bu avantaj yoktur. Ayrıca bu yöntemde yara iyileşmesi çok hızlıdır, ameliyat esnasında ağrı olmaz, sonrasında ise gözlerde çok kısa süreli batma yanma görülür. Görsel rehabilitasyon hızla gerçekleşir. Hastalar ameliyat sonrası dönemde oldukça konforludur. Bu ameliyatın ikinci en büyük avantajı ise korneanın biyomekanik direncinin ameliyattan oldukça az etkilenmesidir. Bu nedenle özellikle sporculara, polis ve asker gibi travma riski olan meslek gruplarına, çok ekran kullanan ve kurugöz semptomları olan kişilere uygulanmasında sakınca yoktur.
ARTIK DAHA DA İYİSİ VAR: SMILE PRO
Son dönemde SMILE cihazı ve tekniği daha da gelişerek SMILE Pro olarak isimlendirilen daha hassas ve hızlı robotik bir cerrahi olarak karşımıza çıktı. Yeni nesil SMILE Pro cihazı ile ana cihaz gövdesinden hareket eden robotik kollar yardımı ile ameliyat yapılmakta, böylelikle hastalar herhangi bir tünel ya da cihazın içine girmemektedirler. Bu yöntem sayesinde kapalı alan korkusu olan hastalarda dahi SMILE Pro lazer ameliyatı kolaylıkla uygulanabilmektedir. Ayrıca ameliyatın kritik aşaması olan lazer işlemi 10 saniye kadar kısa sürede tamamlanmakta ve bu durum hastaların ameliyata uyumunu önemli derecede artırmaktadır.
Tüm bu güncel lazer tedavilerini ele aldığımızda, SMILE Pro yöntemi ile göz kırma kusurlarının düzeltilmesi oldukça hızlı, hassas, güvenli ve etkili bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem sayesinde hastaların ve hekimlerin lazer tedavisi sonrasındaki endişeleri en aza inmiştir.