Reklam, tanıtım, pazarlama ve iletişim hizmetleriyle markaların hem satış yönetimlerini hem de markalaşma stratejilerini geliştiren Mass Media Pazarlama İletişim Danışmanlığı, uzun yıllardır Türkiye’nin önde gelen firmalarına hizmet veriyor. Sıfırdan marka olmak isteyen ya da markasını mevcut bir yerdeyken daha da ileriye taşımak isteyen firmalara partnerlik yapan Mass Media, yurtiçi ve yurtdışında güncel çalışmaları takip ederek kurumlara sürekli yenilikler getirip onlara yeni bir pazarlama stratejisi sunuyor. Markanın sürekli insanların gözünün önünde bulunmasını sağlayarak insanlarla marka arasında bir bağlılık oluşturduklarını belirten Mass Media Pazarlama İletişim Danışmanlığı Kurucusu Gülin Attila, firmalar üzerinde uyguladıkları markalaşma çalışmalarını Klass’a anlattı.
Uzun yıllar Türkiye’nin önde gelen firmalarında çalışarak tecrübe edindikten sonra 2009 yılında Mass Media Pazarlama İletişim Danışmanlık şirketini kurdunuz. Uzmanlık alanınız olan pazarlama iletişim üzerine kurumlara verdiğiniz hizmetleri anlatır mısınız?
2009 yılında şirketimi kurmadan önce de çok uzun yıllar uluslararası firmalarda ve Türkiye’nin sayılı firmalarında marka direktörlüğü yaptım. Edindiğim tecrübeler sonrasında kendi şirketimi kurma kararı aldım ve yaklaşık 9 senedir de kendi işimi yapıyorum. Mass Media İletişim Danışmanlığı aslında ikiye ayrılıyor; markaları hem satış yönetimleri hem de markalaşma stratejileri olarak geliştiriyoruz. Firmaların satış performanslarını arttırmaya yönelik stratejiler geliştiriyoruz. Sıfırdan marka olmak isteyen firmalar ya da markası mevcut bir yerdeyken daha da ileriye taşımak için bizimle çalışmak isteyen firmalara partnerlik yapıyoruz. İlk önce markalar bize ne yapmak istediklerini bildiriyorlar. Markanın algıdaki ile sahadaki mevcut durumunun aynı olup olmadığını analiz ediyoruz. Bu süreçte PR, sosyal medya ve kreatif ajanslarla çalışıyoruz. Bir taraftan da satış yönetimiyle ilgilendiğimizden dolayı aslına bakarsanız 360 derece bir pazarlama stratejisi geliştiriyoruz. çünkü öncesinde de mutlaka bir makro strateji oluşturuyoruz ve bu makro stratejinin altında ajanslarla mikro işler yapıyoruz. İçerideki ekiple dışardaki ajanslar arasındaki köprü pozisyonundayız. Bunlarla birlikte strateji ya da oluşturduğumuz ana halter neyse (PR, sosyal medya ya da kreatif) her yerde aynı iletişim dili görünüyor. 9 senede Türkiye’de sıfırdan başlamış veya belli bir yerden alıp belli bir noktaya getirdiğimiz birçok firma oldu. Onların hem satışlarını hem mağazacılık kısımlarını hem perakendecilik kısımlarını hem de toptan kısımlarını rahatlıkla yürütebiliyoruz. Buradaki amacımız ana stratejiyi belirleme, bunu bir kaldıraç haline getirme ve bu kaldıraçtan aşağıya inerek bütün söylemlerin, bütün stratejilerin mikrolar şeklinde devam etmesini sağlamak. Bu firma için her yerde aynı görünmesini, aynı dili konuşmasını sağlıyor.
“BİZ YURTİçİ VE YURTDIŞINDA YAPILAN çALIŞMALARI HER ZAMAN TAKİP EDEREK SüREKLİ YENİLİKLER GETİRİYORUZ”
Peki, firmalar size neden ihtiyaç duyuyorlar?
Şirketlerin mutlaka pazarlama ekipleri oluyor. Ama belli bir süre sonra kişilerde mesleki körlük dediğimiz durum oluşuyor. Biz yurtiçi ve yurtdışında yapılan çalışmaları her zaman takip ederek sürekli yenilikler getiriyoruz. Bunun dışında birtakım disiplinleri getiriyoruz. Yani bizim oraya her hafta gidiyor olmamız, işi takip ediyor olmamız oradaki çalışanları da disipline etmiş oluyor. Satış ekibiyle belirlediğimiz aylık kotları her hafta takip edip hedeflenen kotaya ulaşmayı sağlayacak stratejiler geliştiriyoruz. Onun dışında da yine markaların sosyal medyalarını, PR ve kreatiflerini yönetiyoruz. Biz firmalara çok daha farklı açıdan bakıp iyi bir üçüncü göz olabiliyoruz.
“PARTNERİ OLDUĞUMUZ FİRMALARDAKİ HEDEFİMİZ TAMAMEN ŞİRKETİN İçERİSİNE BİR SİSTEM YERLEŞTİRMEK”
Bugüne kadar hangi markalarla çalıştınız?
Bu süreç içerisinde birçok uluslararası firmalarda marka direktörlüğü yaptım. Aslında markalardan daha ziyade sektör olarak birçok sektörle çalıştık. çünkü bizdeki strateji aynı. Yani sistemin nasıl ilerlediğini bildiğimizden dolayı bize çok fazla sektör farklılığı olmuyor. Bize ihtiyacı olan her firmaya ne istediğini sorarak ve bizlerin neler yapabileceğini ortak noktada buluşarak aslında onlara faydalı oluyoruz. Ama Türkiye’de birçok şirkette çok güzel işler yaptık. Hali hazırda da devam eden çalışmalarımız var. Partneri olduğumuz firmalardaki hedefimiz tamamen şirketin içerisine bir sistem yerleştirmek. Yeri geldiğinde pazarlama iletişimiyle ilgileniyoruz ama yeri gelince bize etkileyecek birçok departmanda da yenilikler yapıyoruz. Olmayan departmanları oluşturuyoruz, olmayan personelleri ekliyoruz. Problemli olduğunu düşündüğümüz departmanlar arasındaki sıkıntıları da çözüyoruz.
Sizden hizmet alan firmalar koydukları hedeflere ne kadar sürede ulaşıyor? Yani sizinle ne kadar çalışmalılar?
öncelikle şirketler bizimle 1 senelik sözleşme yapmak zorundalar. çünkü şirketleri tanıyor olmamız, onları fizibilite ediyor olmamız ve bizim de markaya alışıyor olmamız, onların da bize alışması için bir yılı mutlaka birlikte tamamlamamız lazım. çünkü çok farklı şeyler getiriyoruz. Şimdiye kadar yapılmamış işler yapıyorsunuz ve ister istemez şirketlerin başlangıçta birtakım refleksleri oluyor. O refleksler için biraz zaman geçirmeleri gerekiyor, kişilerin de adapte olma süreci var. Bu süreçte sistemi entegre edebilmek önemli. çünkü kişiler gelip geçici önemli olan sistemin kalıcı olması.
“MARKANIN İNSANLARIN GöZüNüN öNüNDE OLMASINI SAĞLIYORUZ”
İletişim danışmanlığı firma veya kişilere ne gibi artılar kazandırıyor?
Bir kere doğru bir iletişim çalışması yapılıyor, doğru stratejiler, doğru bir söylem ortaya çıkıyor. Yapılan iş yıllarca sürebilecek bir iş. Yani bu uzun yıllar sizin kaldıracınız olabiliyor. Bu iletişim stratejisinde aldığınız karar ne ise uzun süre bununla beraber iletişim stratejisi yapıyorsunuz. Her fırsatta her sezon ya da her yıl yeni bir şey yapmak zorunda kalmıyorsunuz. çünkü o iletişimi devam ettirebildiğiniz takdirde onun farklı alternatiflerini yine ana stratejiyle uygulayabiliyorsunuz. Büyük globaldeki şirketlere bakıldığında hep aynı stratejilerde devam ediyorlar. Yani mutlaka bir söylemleri vardır. O söylemleri kaldıraç yaparlar ve yıllarca o kaldıracın ekmeğini yerler. Biz markaların biraz lovemark oluşturmasını sağlıyoruz. Yani her yerde markanın insanların gözünün önünde olmasını sağlıyoruz ki bir süre sonra insanlar markayla bir bağlılık oluşturmaya başlıyorlar ve onlar hayatlarının markası oluyorlar. Amaç müşteriler ile markaları doğru konumlandırmak. Markanız eğer C hedef kitlesiyse siz A hedef kitlesini konumlandıramazsınız. Hedef C ise C’ye göre konumlandırma yapılır. Doğru müşteri kitlesini bir araya getirmek önemli.