Oyuncu Selin Deniz Laçin’in uzun süredir üzerinde çalýþtýðý romaný ‘Türk Lokumu’ Sayfa 6 Yayýnevi aracýlýðýyla okuyucusuyla buluþtu. Tiyatro eðitimi almýþ olmasýna raðmen oyunculuk yapmaktan ziyade yazmayý seven yazarýn ilk kitabý olan ‘Türk Lokumu’ modern ve ilginç bir Külkedisi romaný. Türk edebiyatýnýn genç kadýn yazarlarýndan olma yolunda emin adýmlarla ilerleyen Selin Deniz Laçin ayný zamanda güzelliðiyle de okurun dikkatini çekiyor. Genç ve güzel yazar, yazarlýk macerasýnýn nasýl baþladýðýný, ilk romanýný nasýl kaleme aldýðýný ve büyük ilgi gören kitabý Türk Lokumu’nun merak edilen tüm yanlarýný Klass’a anlattý.

Selin Haným öncelikle kitabýnýz hayýrlý olsun. Yazmaya nasýl karar verdiniz ve kitabýnýzýn konusunu nasýl ortaya çýktý?

Yazma fikri birden var olmadý. Ýçimde hep dýþarýya çýkmayý bekleyen bir yazar varmýþ, ben de sonradan farkýna vardým. Kendimi bildim bileli her yerde not defterimi çýkarýp küçük notlar alýrým. Sonra ‘Neden bunlarý bir bütün haline getirmiyorum?’ dedim. Romanýmýn hikâyesinin ana hatlarý da çok uzun süredir aklýmdaydý. Kýsa notlar alarak kurguyu þekillendiriyordum. Uzun bir maratondu benim için. Büyük bir yazar olacaðým gibi bir iddiam yok. Ben Steven King’in dediði gibi mutlu olmak için yazdým, yazýyorum.

Romanýnýz Türk Lokumu’nun kahramaný Aydilge müthiþ bir deðiþim geçirerek herkesin imrendiði bir karaktere, Türkan’a dönüþüyor. Kitabýnýzda sizin hayatýnýzdan alýntýlar var mý?

‘Türk Lokumu’ benim ilk romaným. Bu yüzden sizinle duygularýmý Selin olarak paylaþabilirim. Ýçindekileri kâðýda aktaran birinin kendi yaþamýndan yüzde yüz kaçamayacaðýný düþünüyorum. Belki kahramaným Aydilge gibi çirkin ördek yavrusu olmadým hiçbir zaman ama tabii ki benim de haksýzlýða uðradýðýmý düþündüðüm zamanlar oldu. Kitabým hayatýmýn bazý parçalarýnýn abartýlý bir izdüþümü diyebilirim.

“BÝR KADININ GüZEL OLMASI KADAR ZEKÝ OLMASININ DA öNEMLÝ OLDUÐUNA DÝKKAT çEKMEK ÝSTEDÝM”

Her bölümün baþýnda Marilyn Monroe’nun sözlerinden alýntýlar var. Neden özellikle o?

Güçlü kadýnlar beni her zaman etkilemiþtir. Marilyn Monroe da bunlardan biri. Gelmiþ geçmiþ en güzel kadýnlardan ve güzelliði baþýna büyük dertler açmýþ. Kennedy’le aþk yaþýyor muydu, bu onun sonunu getirdi mi muallak ama bir gerçek var ki tüm dünya onu aklýndan ziyade güzelliði yüzünden ikon yaptý. Oysa kitapta kullandýðým epigraflarda da göreceksiniz, o çok zeki bir kadýn. 50’lerin seks figürünü özellikle seçtim. çünkü günümüzde görsellik her þeyin önüne geçti birçok kiþi için. Bir kadýnýn güzel olmasý kadar zeki olmasýnýn da önemli olduðuna dikkat çekmek istedim naçizane.

“KüFüRüN BÝR DÝL ZENGÝNLÝÐÝ OLDUÐUNU DüÞüNüYORUM”

Kitapta karakterlerin dilleri bazen kaba olabiliyor. Neden iyi eðitim almýþ, hali vakti yerinde tipler argoya kaçacak þekilde konuþuyor?

çünkü Türk Lokumu ne kadar bir modern külkedisi masalý gibi görünse de çok fazla gerçeklik de barýndýrýyor. Ve toplumumuzun her kesiminde kaba tabir edilen konuþma var. Kim yakýn arkadaþýyla dertleþirken, "Beni aldattýðý için ona çok kýzgýným, çok affedersin, pis adam” ya da "Direksiyonu birden önüme kýrdý zekâ seviyesi düþük" gibi cümleler kurar ki? Kitabým hayatýn içinden olduðu için karakterlerim de öyle konuþuyor. Aslýna bakarsanýz bazý yerleri yumuþattým bile. Küfrün bir dil zenginliði olduðunu düþünüyorum. Gerçekten çok yaratýcý küfürlerimiz var ama okuyucuyu çok rahatsýz etmek istemedim.

Birazda sizi tanýmak istersek, Selin Deniz Laçin kimdir, neler yapar?

Selin Deniz Laçin tiyatro eðitimi almýþ ama oyunculuk yapmaktan ziyade yazmayý seven biri. Amacý baþka kitaplar yazýp daha çok merak edilen biri olmak. Þu an özel hayatýmla çok ilgilenildiðini düþünmüyorum. Umarým bir gün o da olur. Sadece þunu söyleyebilirim, kötü biri kesinlikle deðil ve ülkede yaþanýlan üzücü olaylardan dolayý çok mutlu deðil ama umudu hep var.

Kitaba dönersek, Selin, Aydilge ile arkadaþ olsa nasýl tavsiyeler verirdi ona?

Aydilge gibi biriyle arkadaþ olur muydum emin deðilim. Þaka bir yana ona verebileceðim en iyi dost tavsiyesi, baþkalarýnýn dediklerine kulak ver arkadaþým ama onlarýn duygularýný ele geçirmesine asla izin verme. Evet, belki arkadaþlarý Aydilge’nin iyiliðini istiyor ama birlikte girdikleri yolda onun ne düþündüðüne çok önem vermiyorlar. Bu benim arkadaþlýk tanýmýmdan çok uzak.

Hikâyede aslýnda hastalýklý bir aþk var. özlem Tekin’in meþhur þarkýsýnda olduðu gibi  ‘Aþk her þeyi affeder mi?’

Aþk her þeyi affetmez tabii ki. Sevgilim beni hep üzsün ama sonunda özür dilesin. Aldatsýn ama bunun bir anlýk bir gafletle olduðunu söylesin. çok sinirlendiðinde bir kere tokat atsýn ama sonra piþmanlýktan nasýl düzelteceðini bilemesin. Yok ya! Böyle bir iliþkide aþktan söz etmek aþkýn doðasýna aykýrý bana kalýrsa. Türk Lokumu’nda ise Mert ve Aydilge ya da namý diðer Türkan Lokum’da durum farklý. Mert arýzalý bir karakter ama her þeyi aþký için yapýyor. Delice sevdiði, onu da o kadar çok seven arýzalý, hatta psikopat bir erkekle olunup olunamayacaðý sorusunun cevabýný okura býrakýyorum.

Yeni bir kitap yazmaya baþladýnýz mý yoksa biraz dinlenmek mi istiyorsunuz?

Ben aslýnda her zaman yazýyorum. Sizinle konuþurken söylediðiniz bir cümle çok hoþuma giderse onu not ediyorum. Kitap yazmaya baþladýðýmda cümleniz baþka bir hale bürünüp tekrar karþýmýza çýkabiliyor. Ama evet, aklýmda yeni bir kitabýn taslaðý oluþuyor. Bu, Türk Lokumu’ndan bambaþka bir tarzda olacak. Deðiþiklikler yapmayý, oyun bahçemi geniþletmeyi seviyorum.