“Ailenin de bilinçlendirilmesiyle, 3 – 3,5 yaþlarýndan itibaren saðlýklý beslenme ve düzenli egzersiz konusunda çocuðun doðru yönlendirilmesi gerekir. Dolayýsýyla eðer bunlarý yapabilirsek doðru beslenmeyi, hareket etmeyi yaþamýmýza sokabilirsek inanýn sadece kalp damar hastalýklarý deðil kanser, obezite gibi pek çok hastalýk hatta psikolojik problemler önlenebilir diye düþünüyorum.”

“Memorial Ataþehir Hastanesi Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi Baþkaný olarak Türkiye’nin en iyi ekiplerinden biri ile çalýþtýðýmýzý söylemek isterim. Her biri bu iþe uzun yýllarýný vermiþ, çok deðerli doktorlardan oluþan bir kadromuz var. Ben 34 yýlýmý Göðüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde geçirdim. Orada binlerce ameliyata katýldým ve gerçekleþtirdim. Þuna inanýyorum ki gerek devlet hastanelerinde gerek özel sektörde çalýþan bütün hekim arkadaþlar olsun tek amaçlarý vardýr, o da insanlýða hizmettir.”

Azmi Bey, insanoðlunun eskisine göre daha çok yaþadýðý günümüzde hastalýklar da bir o kadar arttý. öncelikle özellikle kalp ve damar hastalýklarýnýn en çok görüldüðü ülkelerden biri olan ülkemizde yaþam süresinin uzamasýyla birlikte ne gibi sorunlar daha çok arttý?

Son yýllarda ortalama insan ömrünün uzadýðýný görüyoruz. Teknolojik geliþmeler, saðlýk konusundaki ilerlemeler tanýnýn daha kolay konulabilmesi ve müdahalelerin çabuk olmasý sayesinde yaþam süresi gerçekten uzadý. Ama ben hekim olarak baktýðým zaman mizahi bir yaklaþýmla þunu vurgulamak istiyorum; evet doktorlarýn ve teknolojinin de katkýsýyla ömür uzadý ama gençliði deðil yaþlýlýðý uzattýk. Bu uzamayla birlikte Türkiye ve Dünya için bazý sorunlar ortaya çýktý ama ülkemiz için bu biraz daha çarpýcý olmaya baþladý. Her evde ileri yaþta, bakýma muhtaç, Alzheimer, demans gibi hastalýklarý olan bireylerin olduðunu görüyoruz. Kalp damar saðlýðý açýsýndan baktýðýmýz zaman ileri yaþlarda kalp kapak hastalýklarý, kalp damar hastalýklarý görülmeye baþlandý. Bu durum ailelere sosyoekonomik açýdan büyük yük getirmeye baþladý. Ayrýca hava kirliliði, katkýlý yiyecekler, sigara içiminin artmasý, stres faktörünün yoðun olmasý, diyabet, obezite ve tansiyon yüksekliði hareketsiz yaþam gibi faktörler sonucunda eskiden 50 yaþ civarýnda gördüðümüz kalp damar hastalýklarý þimdi 30’lu yaþlara hatta 20’li yaþlara düþtü. Bu þunu gösteriyor; siz istediðiniz kadar teknolojik geliþmelere ameliyatlarýn baþarýsýný ilave edin, sorunun bu þekilde çözümlenmesi zor gibi duruyor. Evet ömür uzayabilir ama bu sürenin mümkün olan en saðlýklý þekilde geçirilmesi çok önemli. Yaþlýlýk deðil gençlik sürecinin uzamasý için çalýþmalara aðýrlýk verilmeli diye düþünüyorum.

“KADINLARIN HORMONLARI NEDENÝYLE MENOPOZA KADAR KALP DAMAR HASTALIKLARINA YAKALANMA ÞANSI DüÞüK OLDUÐUNU GöRüYORUZ”

Kalp ve damar hastalýklarý maalesef genç yaþta birçok ölümü tetikliyor. özellikle kýrklý yaþlarýn baþýnda gerçekleþen erkek ölümlerinde kalp ve damar hastalýklarýna rastlanýyor. Peki, korunmak için ne yapmalý?

Kalp hastalýklarýna yakalanma yaþý düþtü. Biz bu kalp hastalýklarýnýn özellikle koroner kalp hastalýklarýnda deðiþtirebileceðimiz ve deðiþtiremeyeceðimiz faktörler var. Yaþ, cinsiyet, genetik geçiþ gibi faktörler deðiþtirilemeyenler grubuna giriyor.

Kadýnlarýn hormonlarý nedeniyle menopoza kadar kalp damar hastalýklarýna yakalanma þansý düþük olduðunu görüyoruz. Ama günümüzde çok fazla sigara tüketimi, stres, fazla kilolar, þeker hastalýðý, insülin direnci ve hareketsizlik gibi faktörler devreye girince kalp hastalýklarýnýn artýk kadýn-erkek ayýrýmý yapmadýðýný görüyoruz.

Ailesinde bu tarz rahatsýzlýklar olsun ya da olmasýn, çocuk yaþta kalp ve damar saðlýðýný korumak adýna neler yapmalý? çocuklar bu konuda nasýl bilinçlendirilmeli?

Hastalýklardan korunmak hepimizin elinde. Ýtiraf etmeliyim ki bizim jenerasyonumuz bilinçli beslenmeyi, saðlýðýna dikkat etmeyi ancak 40’lý yaþlarda öðrenebildi. Ailenin de bilinçlendirilmesiyle, 3 – 3,5 yaþlarýndan itibaren saðlýklý beslenme ve düzenli egzersiz konusunda çocuðun doðru yönlendirilmesi gerekir. Dolayýsýyla eðer bunlarý yapabilirsek doðru beslenmeyi, hareket etmeyi yaþamýmýza sokabilirsek inanýn sadece kalp damar hastalýklarý deðil kanser, obezite gibi pek çok hastalýk hatta psikolojik problemler önlenebilir diye düþünüyorum. Bu nedenle yapýlacak iþlemlerden bir tanesi þudur: ülke çapýnda anaokulundan itibaren aile ve çocuklar doðru beslenme ve düzenli egzersizler konusunda bilinçlendirilmeli. Ayrýca ailede genetik olarak kalp hastalýðý riski yüksek olan çocuklarýn, erken yaþlardan itibaren çocuk hekimleri tarafýndan gerekli tetkikleri ihmal edilmemelidir. örneðin kan yaðlarý ve kan tablolarýna düzenli olarak bakýlarak, saðlýklý bir beslenme planlamasý yapýlmalýdýr.

“AçIK HAVADA HER GüN YARIM SAAT YA DA 45 DAKÝKA YüRüMEK STRESÝ BüYüK öLçüDE AZALTACAKTIR”

Kalp stresten etkilenen bir organ. Pek çok farklý olumsuzluklardan ötürü kendimizi stresten pek koruyamýyoruz ama kalbimizin bu stresten etkilenmemesi için bir þeyler yapabilir miyiz? önerileriniz var mýdýr?

Günümüzün en önemli hastalýklarýndan biri de stres. Ancak stresten tamamen kaçýnýn, uzak durun gibi söylemlerin pek etkili olduðuna inanmýyorum. Günlük hayatta iþ, trafik, iliþkiler, maddi durum gibi sebepler nedeniyle çoðumuz stres yaþýyoruz. Stresi yok edemiyorsak nasýl baþ edeceðimizi öðrenmemiz gerekiyor. Bu aslýnda masraf gerektirmeyen kendinize yapacaðýnýz yatýrýmlardan bir tanesidir. En pratik öneri olarak düzenli yürüyüþ gösterilebilir. Açýk havada her gün yarým saat ya da 45 dakika yürümek stresi büyük ölçüde azaltacaktýr. Bunun dýþýnda sanatsal etkinliklere vakit ayýrmak da önemli bir yöntem. Ben “bu tür etkinliklere vakit ayýramýyorum” söylemine katýlmýyorum, doðru bir planlama ile istediðimiz þeye zaman ayýrabiliriz. Plansýzlýktan dolayý bazen hayatý ýskalýyoruz ve yetiþtiremediðimizi düþünüyoruz oysa plan yapabilirsek, sanatsal etkinlikler, müzik, tiyatro, þiir, tüm bunlarla uðraþmak stresi oldukça azaltacaktýr. Bunun yanýna beslenmeyi koyarsanýz ve saðlýðýnýza dikkat ederek özellikle sigara içmezseniz, alkolden olabildiðince uzak kalýrsanýz kalp hastalýklarýna yakalanma þansýnýzda oldukça düþük olacaktýr.

Geliþen teknolojiyle birlikte kalp ve damar hastalýklarý tedavileri de daha kolay olmaya baþladý. Bir 20 yýl öncesiyle bugünün ameliyatlarýný bizler için kýsaca karþýlaþtýrýp kýyaslayabilir misiniz?  

Kalp ve damar cerrahisinde 41 yýlýmý doldurmuþ bir hekim olarak, 76 yýlýnda rahmetle andýðým, kendisinden çok önemli þeyler öðrendiðim Siyami Ersek Hocamýn yanýnda göreve baþladýðýmda bütün geliþmeleri çok yakinen görüyordum. Sabah baþladýðýmýz ameliyatlar akþama kadar sürüyordu. Bu durum cerrahi yetersizlikten veya baþka bir nedenlerden deðil; dikiþ materyallerinden, kalp akciðer makinesinin konforsuzluðuna, anestezinin bu kadar geliþmemiþ olmasýna ve taný yöntemlerindeki eksikliklerden oluþan bir dizi problemden kaynaklanýyordu. Ama bu alandaki geliþmeler sonucunda bütün sektörlerde olduðu gibi kalp cerrahisinde de oldukça büyük geliþmeler oldu. Aslýna bakarsanýz açýk kalp cerrahisi çok genç bir cerrahi. Ama büyük ilerlemeler kaydedildi, teknolojik geliþmelerin yanýnda bakýþ açýsýnda önemli deðiþimler oldu. Küçük kesi yöntemi kullanýlmaya baþlandý, robotik cerrahiler devreye girdi, kullanýlan materyallerin kalitesi arttý. Bunlar teknolojinin getirdiði önemli yenilikler. Yalnýz ne olursa olsun yine bu ameliyatlar belirli risk oranlarýyla yapýlmaktadýr. Bunun unutulmamasý gerekir. Biz bu risk oranýný düþürmek için elimizden geleni yapýyoruz ve en komplike ameliyatlarý bile cerrahi deneyimimiz ve ileri teknoloji kullanýmý ile baþarýyla gerçekleþtiriyoruz. Tabi ki hekim olarak bizlerin isteði öncelikle kiþilerin hastalanmamasý. Bu konuda toplumu korkutmadan bilgilendirmeyi ve bilinçlendirmeyi amaç edinmiþ durumdayýz.

“GEREK DEVLET HASTANELERÝNDE GEREK öZEL SEKTöRDE çALIÞAN BüTüN HEKÝM ARKADAÞLAR OLSUN TEK AMAçLARI VARDIR, O DA ÝNSANLIÐA HÝZMETTÝR”

Memorial Ataþehir Hastanesi’nde geçtiðimiz günlerde 1000. açýk kalp ameliyatý yapýldý. Biraz da ekibinizle birlikte yakaladýðýnýz bu baþarýdan bahsedebilir misiniz?

Memorial Ataþehir Hastanesi Kardiyoloji ve Kalp Damar Cerrahisi Baþkaný olarak Türkiye’nin en iyi ekiplerinden biri ile çalýþtýðýmýzý söylemek isterim. Her biri bu iþe uzun yýllarýný vermiþ, çok deðerli doktorlardan oluþan bir kadromuz var. Ben 34 yýlýmý Göðüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi’nde geçirdim. Orada binlerce ameliyata katýldým ve gerçekleþtirdim. Tabi bu bilgi birikimlerle o günün koþullarýna uygun bir þekilde bir özel sektöre geçtim. Þuna inanýyorum ki gerek devlet hastanelerinde gerek özel sektörde çalýþan bütün hekim arkadaþlar olsun tek amaçlarý vardýr, o da insanlýða hizmettir. 1000 sayýsý belki bizim için düþük bir rakam olabilir. Ama insanlara verdiðimiz hizmet açýsýndan yüksek bir rakam olarak deðerlendiriyorum. Ancak bununla birlikte keþke bu sýfýrdan bine çýkan bir sayýsal rakam olmasaydý da binlerden sýfýra giden bir azalma olsaydý. Yani insanlar ameliyatlara ihtiyaç duymadan saðlýklý bir þekilde yaþayabilseler. Ancak unutulmamalý ki teknolojik imkanlar ve artan týbbi deneyim ile birlikte artýk her hastalýðýn bir tedavisi var ve bizler hayat kurtarmak için 7/ 24 elimizden geleni yapýyoruz.