BERLİN’DE LEZZET TURU

BERLİN’DE LEZZET TURU BERLİN’DE LEZZET TURU

Almanya’nın başkenti Berlin et yemeklerinde özellikle iddialı, 1500 çeşit sosis olduğu söyleniyor. Her köşe başında bulabileceğiniz Curry Wurts, özel köri soslu sosis yanında patates bütün şehrin bira eşliğindeki kesinlikle vazgeçilmezi. Klasik Berlin şinitzeli ise Almanların geleneksel yemeklerinden en ünlüsü Schnitzel a la Holstein’ı deneyin.

Geleneksel tatların dışında Berlin’de dünya mutfağından da pek çok restoran bulunmakta, bunlardan gitme şansını bulduklarımı sizlerle paylaşacağım.

 

Grill Royal: Izgara etleri ile ünlü olan River Spee de özellikle akşam yemeği için süper bir restoran. Berlin’de George Clooney, Penelope Cruz gibi pek çok ünlünün de mutlaka geldiği oldukça şöhretli olan restorana önceden mutlaka rezervasyon yaptırmalısınız. Retro şık dekor, 60’lı yıllardan kalma lambalar, aynalarla bölünmüş ve James Bond’un sürat teknesi ile çok şık keyifli bir ortamda buluyorsunuz kendinizi. Şef Michael Jager gerçek bir et uzmanı özellikle tatdığım şatobiryan yanında farklı sebzeler, patatesler ve sosları ile muhteşemdi. Almanya, ABD ve Japonya’dan gelen en iyi sığır etleri burda çok özel bir şekilde sunuluyor. Zengin şarap menüsü ise gerçekten göz alıyor. Et çeşitlerinin yanında ıstakoz gibi deniz ürünleri de var. çok şık ve lezzetli yemekler için kesinlikle öneriyorum.

 

Ristoranta Essenza: Bu şık İtalyan restoranı ünlü Kollhoff Kulesi’nde Postdamer Platz1’de yer alıyor. Menü de pizza yok fakat salata, makarna ve et çeşitleri Sicilya mutfağı lezzetleri ile sunuluyor. Trüflü makarna, özel soslu kuzu eti, somon füme salata ve geleneksel tiramusu çok güzeldi. Görkemli şarap menüsünden de bahsetmak istiyorum. özellikle kırmızı şaraptaki çeşitlilik göz kamaştırıcı idi.

 

Ristorante İl Sorriso: Kurfürstendamm alışveriş caddesi yakınlarında 1974’den beri hizmet veren Berlin’in en eski İtalyan restoranı. Sorriso kelimesinin Türkçe anlamı “gülümseme” ve gerçekten büyük bir memnuniyet gülümsemesi ile ayrıldım. Sicilya usulü enginar, kereviz yatağında scallop, trüflü makarna ve muhteşem obsobuko ile bir lezzet fırtınası yaşadım. Yemeklerin yanında güleryüzlü garsonların kaliteli, harika servisinden de çok memnun kaldık.

 

Beef Grill Clup by Hasır: Giresunlu Mehmet Aygün tarafından açılan bu restoranda kendinizi Türkiye’de hissediyorsunuz. Mükemmel biftek çeşitlerinin yanı sıra kebap çeşitleri, pirzola, kaburgadan künefe tatlısına kadar tamamen bizim mükemmel mutfağımız! Sempatik Türk garsonlar özellikle Türklerle keyifli sohbetler ediyorlar. Girişteki et olgunlaştırma dolabına mutlaka göz atın.

 

Crackers: Burayı bulmak gerçekten oldukça zor! Friedrichstrasse’deki Ampelmann mağazasının hemen bitişiğinde Crackers yazan küçük gizli bir demir kapı var. Zili çalın ve uzun bir koridoru geçin. Biraz ilerlediğinizde kendinizi restoranın mutfağında bulacaksınız. Yanlış gelmediniz lütfen devam edin. Son derece modern ve iyi tasarlanmış muhteşem şık restoran sizi bekliyor. Gerçekten büyük bir şaşkınlık içerisinde uzun süre etrafı seyrettim. Bar ve restoranın çok keyifli bir atmosferi var. Salı, Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri yemek sonrası dj eşliğinde muhteşem bir kulüpe dönüşüyor. Mutlaka minik mezelerden sardalyeyi deneyiniz.

 

The Curten Club: Ritz Carlton Berlin’in lüks lobisinde yer alan koyu ahşap tonlar, kadife perdeler arkasında çok şık bir İngiliz Centilmen Kulübü tarzında dekore edilmiş olan bar özellikle kokteylleri ile çok ünlü. Parfümünüzün markasına göre yapılan kişiye özel kokteyler gerçekten çok ilginçti. Canlı piyano performansı eşliğinde güzel atıştırmalıkları ve yemekleri ile hafta sonları oldukça kalabalık.

 

2017’nin bu ilk ayında umarım hayatınızdaki tüm tatlar muhteşem olur. Sevgiyle kalın.