Brüksel’de Kış Güneşi

Brüksel’de Kış Güneşi Brüksel’de Kış Güneşi

Belçika’nın başkenti olan Brüksel, Benelux turlarının vazgeçilmez olan bu şehrini -3 derecede ocak ayında güneşli fakat buz gibi bir havada biraz üşüyerek de olsa çok keyifle gezdim. Avrupa Birliği ve Kurumları nedeniyle olan önemi ve Unesco tarafından korumaya alınmış tarihi meydanı ile Brüksel mutlaka görülmesi gereken Avrupa şehirlerinden biri.

Şehirde gezilecek yerlerin en başında ünlü meydanı Grand Plaza geliyor, ünlü İşeyen çocuk heykeli Manneken Pis 17. Yüzyılda yapılmış şehrin en bilinen simgesi. Şehrin bir diğer ünlü simgesi Atomium ise şehrin biraz kenarında kalıyor. Bu yapının hemen yanında Aavrupa’daki önemli yapıların sergilendiği Mini Europe Park var. Cathedrale Saint-Michel et Gudule, Galeries Royales de Saint-Hubert ve Centre Belge de la Bande Desseinee ise şehirde gezip görmeniz gereken diğer önemli yerlerden.                                                                                                                                                             Brüksel’e gelip de Brugge görmemek olmaz. Trenle yaklaşık 1 saat 10 dakika süren rahat bir seyahatle Brugge’a ulaştık. Brugge ismi eski Flemenk dilinde köprü anlamına gelen “brucge” kelimesinden gelmektedir. Flaman bölgesinin en büyük şehri ve başkentidir. Tarihi Şehir Merkezi Unesco Mirası listesinde yer alıyor. Su kanalları nedeniyle Kuzeyin Venedik’i deniliyor.

Ben şehri soğuktan dolayı daha hızlı olur diye atlı araba yani faytonla gezmeye karar verdim. Sevgili siyah atımız Cama:) ile keyifle gezdim. Sürücümüz tüm önemli yerlerde kısa bilgilendirmelerde bulundu. Djiver Kanalı, Bizim Leydiler Klisesi, Belfort çan Kulesi ve Le Grand Place özellikle gezilen yerler.

Brüksel ve Brugge de her yerde duyacağınız nefis çikolata kokusu benim gibi çikolata sevenler için tam bir cennet! Şehre adım attığınız andan itibaren çeşit çeşit marka ve çeşit çeşit lezzetlerde her biri sanat eseri çikolatalar. Belçikalıların çikolatayı taçlandırdığı muhteşem en ünlü tatlısı ise waffle, inanın kokusu hala burnumda:) ve tabii ki meşhur bira çeşitleri patates kızartması ile harika ikiliyi oluşturuyor.

Şimdi Brüksel’den size birkaç restoran önereceğim;

Bruneau: Şef Jean-Pierre Bruneau’nun 1975 yılında açtığı mükemmel zarif Fransız mutfağı ve romantik restoran kendisine iki Michelin yıldızı kazandırmış ve uzun yıllardır da bunu eşi ile çalışarak sürdürmeyi başarmış. Dıscovery menüyü tavsiye ederim. Beş leziz parçadan oluşuyor ve hepsi harikaydı. Scallop, ıstakoz ve kaz ciğeri benim favorilerim oldu. Pespembe rengi ve muhteşem tadı ile buzağı pirzola ise gecenin yıldızıydı. Daha önce hiç böyle bir şey açıkcası yememiştim. Kesinlikle özel gecelerin özel tadımların restoranı. Benim de doğum günümdü ve Şef Jean- Pierre zarif eşi ile masamıza şahane pastası ile gelerek beni çok mutlu etti. Kendisine buradan tekrar teşekkür ediyorum.

L’Ecailler du Palais Royal: 1967 yılında kurulan restoran hızla Kraliyet ailesi üyeleri, ünlüler, uluslararası siyasetçiler ve dünyaca ünlü şefleri ağırlamış. özel klüp ambiyansında üst katta 40 kişik özel bölümü, zemin katta yer alan keyifli barı ile balık ve kabuklu deniz hayvanları ile birinci sınıf muhteşem bir restoran. Başlangıçta Belon istiridye sonra üzeri havyarlı langusta şimdiye kadar yediklerim içinde en güzeliydi. Istakoz ise sanat eseri bir sunumla geldi. Portakallı kreple bulan müthiş son size buraya mutlaka bir kez daha gelmeliyim dedirtiyor.

Osteria Romana: Bence Brüksel’deki en iyi İtalyan restoranı. Orijinal farklı dekorasyonu ile küçük masalardan birine oturduk. Beni en çok etkileyen İtalyan şefin Roma’dan özellikle getirdiği enginarları Jeruselam usulu pişirmesi gerçekten muhteşemdi. Dönünce araştırdım bizde kudüs enginarı diye pişirilirmiş ama açıkcası ben daha önce böyle bir şey hiç yemedim. Bunun dışında özel soslarla saatlerce önceden hazırlanmış ahtapot ve tabii ki trüflü makarna harikaydı! Tramisu ise bence olaydı ona başka bir isim bulmalı o kadar başka güzeldi.

Aux Armes de Bruxelles: 1921’den beri Brüksel’in merkezinde Ilot Sacre’nin tarihi bölgesinde yer alan Belçika geleneksel mutfağını uzun yıllardır temsil ederek hizmet eden şık bir restoran. Gueuze, midye, balık ve balık suyunu içeren spesiyaliteler sunmakta olan restoranda kalabalığa rağmen garsonların servisdeki dikkati ilgi çekiyor. Peynirli midye ve ılık sarımsak soslu karides oldukça iyiydi.          

Sevgililer gününde sevgilinize farklı bir sürpriz düşünüyorsanız bence Brüksel soğuğa rağmen yine de çok keyifli olabilir.

Sevgiyle kalın…