ELDE ETTİĞİN İLE MUTLU OLMAYI BİL, ZAMAN GEÇİR, ZAFERİN TADINI ÇIKAR

ELDE ETTİĞİN İLE MUTLU OLMAYI BİL, ZAMAN GEÇİR, ZAFERİN TADINI ÇIKAR ELDE ETTİĞİN İLE MUTLU OLMAYI BİL, ZAMAN GEÇİR, ZAFERİN TADINI ÇIKAR

Mutlu olmak… Başarılı olmak… Huzurlu olmak... Belki de her birimizin farklı yaşama arzuları, hedefleri var... Peki, çok çalışıp, çok sabredip, birçok fedakarlıkta bulunup sahip olduğumuz o her ne ise onu elde ettikten sonra ne kadar kıymet veriyoruz? Gelin bunu sorgulayalım!

Ben kendimden yana bu konuda bir şüpheye düşmüyorum... Kendimce sahip olduklarıma değer veriyorum, kıymet veriyorum. Mutlaka suyunu eksik verdiğim, yeni umutların peşine takılıp onları unuttuğum günler oluyordur. Ama hayat benim ufacık açıklarımı hemen yakalar, çok şükür ki geç olmadan yüzüme vurur ve tekrardan kıymet bilmeye başlarım. Elde etmek için çaba gösterdiğim ve sonunda elde etmeyi başardığım her ne ise ona tekrar bir sarılırım… Bu yüzden ardıma bakmayı her seferinde bana hatırlatan Allah'a şükürler olsun.

 

‘Gazeteciyim’ ve işimin önemli bir parçası insanları gözlemlemek…

‘İşadamıyım’ ve işimin en büyük yatırımı insan…

‘Babayım’ ve çocuklarıma sunacağım en iyi şey bu geniş çevremde kendime edindiğim yer...

Bu yüzden insanları çok iyi incelerim. Kimlerin neler için çaba gösterdiğini nelerden fedakarlık edip bugünlere geldiğini iyi bilirim. Ama zaman çok mu hızlı ilerliyor yoksa tüketim anlayışı sahip olduklarımızı tüketecek kadar çok mu büyüdü bilinmez… çevremdeki insanların dönüp arkalarında bıraktıkları güzelliklere bakmadığını görüyorum. Bir şeyi elde ediyor ve onu bir köşede bırakarak başka bir hedefe yöneliyorlar. Bu sizce çok yorucu ve hatta yıpratıcı değil mi? Dediğim gibi önce elde ettiğin ile mutlu olmayı bil, zaman geçir, zaferin tadını çıkar..

Onu orada bir başına bırakma.

İnanın bugün mutlak başarıyı yakalayan herkes sahip olduklarının kıymetini çok biliyor. Şimdi sizden naçizane isteğim dönüp arkanıza bir bakın... Geride bıraktığınız ne var? Bu çok küçük bir şey de olabilir. örneğin satın almak için aylarca para biriktirdiğiniz ve şuan kutusunda duran modası geçmiş bir saat mi? Kariyerinizde önemli bir yeri olan ama tatsız bir şekilde ayrıldığınız o eski işiniz mi? Şuan bir başkasının ayağını yerden kesen o ilk arabanız mı? Bir hatırlayın... Sahip olmak için çaba harcayıp sonra büyüttüğünüz veya kaybettiğiniz o güzelliklere bir bakın. Onlarla olan güzel anılarınızı yâd edin. Onlara sahip çıkın ve yeni hedeflere yelken açarken onların hayır duasını alın... İnanın bana bu size çok iyi gelecek... 

 

“SİZ KLASS OLARAK BU GüNLERE SEVİLEREK GELDİNİZ”

 

Gelelim Klass’a…

Her ayın başında büyük hedeflerle yola çıkar ve ay sonunda güzel bir dergi hazırlamanın mutluluğunu yaşarız. Şimdiye kadar hazırladığımız her bir sayının bizim için büyük bir yeri vardır ve kimi zaman açar o ilk zamanlar çıkardığımız dergilere biz göz atarım. O zamanlar farklı hedeflerimiz vardı ve bugün onlara erişebilmenin mutluluğunu o dergileri okurken tekrar yaşarım. Bilirim ki bugün Klass, Türkiye’nin en iyi iş ve sosyal yaşam dergisi ise bunda önceden attığımız tohumların rolü büyüktür. Ben ve ekibim özverili çalışmalarla dergimizi bugün bu noktaya getirdik ve her bir sayımızda sevgi ekip başarı biçtik. Geçenlerde Sevgili Aslı üstünkaya ile yaptığımız bir sohbette kendisinin bir sözü ise beni çok etkiledi ve sizlere yıllardır sunmaya çalıştığımız güzelliklerin karşılığını o anda bir kez daha aldığımızı hissettim. üstünkaya “Siz Klass olarak bu günlere sevilerek geldiniz” dedi. İnanın bunu sayfalarımızda defalarca yer alan ve dergimizin iyi bir okuru olan kendisinden duymak benim için çok anlamlıydı. Bu sözü duymak ben ve ekibim için arzu edilen bir hedefti ve inanın sık sık hatırlayıp mutlu olacak ve yolumuza yeni hedeflerle devam edeceğiz.

  

Keyifle okuyacağınız bir Klass ile her adımında sevgi ektiğiniz güzel bir Kasım ayı dilerim…

 

Klass Alın, Klass Okuyun, Klass Olun…