İYİLİĞİN GÖZ KAMAŞTIRAN IŞIĞI

İYİLİĞİN GÖZ KAMAŞTIRAN IŞIĞI İYİLİĞİN GÖZ KAMAŞTIRAN IŞIĞI

Hayatı yaşanır kılan, dünyayı ayakta tutan iyi insanların varlığıdır. İyi düşünen, yüreği sevgi dolu, ayrıştırmayan, ötekileştirmeyen, iyiliğin ve iyi davranışların huzurun kardeşi ve ömürlere bereket olduğunu bilen insanların…

İyilik yapmayı arzulayan, iyiliği iyi olmak için, iyilik olduğu için yapan bu insanların varlığı hava kadar su kadar emsalsiz ve kıymetlidir dünyamız için. İyiliklerden köprüler kurmuş, gönüllerini sevgi ile doldurmuş olan bu iyi insanlar çevrelerine ışık yaydıkları gibi, iyi ve doğru kararlar verebilen, hayırlı işler yapan insanlar da olurlar.  Hepimizin ortak dileği huzur içinde yaşayabilmek değil midir? Harun kadar zengin olsanız bile huzurunuz yoksa mutlu olabilir misiniz? Etrafınıza dikkatle bakın, yüzü gerçekten gülen kaç kişi görüyorsunuz? Hâlbuki gönülden verici olanlar, gerçek mutluluğu bulurlar. Onlar rahatlığın iyiliklerden geçtiğini, kalıcı olan tek şeyin iyi yaptıklarından geçtiğini bilenlerdir... Onlar düşüncelerinde insanlar için her şeyin daha iyisini, daha yenisini, daha faydalısını, daha dostçasını arayanlar ve bu amaçla çalışmayı baş tacı edenlerdir.

 

BüTüN DERTLERİN İLACI İYİLİKTİR

Bugünkü dünyamıza baktığımızda ne yazık ki insanın var olma nedenini ve özde kardeş olduğunu unuttuğunu görüyoruz. İnsan neredeyse birbirinin gözünü oyma yarışına girmiş durumda. öfke ,hiddet, kin gittikçe artıyor. Doğal afetler artıyor. İklim değişiyor.

Dünya'mız yok olmaya doğru gidiyor. İnsanın maddi hırsları nedeniyle sahip olmak için peşinden koşturduğu şeyler onu mutlu edemiyor. Yüreğini kalıcı biçimde coşturamıyor ve onu rahatlatamıyor. Niceleri de her şeyleri tam olduğu halde, mutluluktan yoksun, yorgun, üzgün, etrafları kalabalık olduğu halde yalnız yaşayıp duruyor.Tüm bunların temelinde, insanoğlunun İlahi düzene ve kanunlara aykırı yaşaması yatıyor. İnsan, evrenin ve tüm âlemlerin esasının O'nun sevgisinden var olduğunu unutmuş durumda. Sevgisiz, iyilikten uzak, manevi değerlere uymayan insan, düzene ters düşüyor. Aynı insan kötü olan bir şeyi kendine almadığı ve kötüyü tanımadığı halde, hayır ve iyilikleri vermekten uzak duruyor. Ve gerçekten gönülden verici olanın aslında gerçekten kazanan olduğunu, iyilik arttıkça, kötülüğü mutlak sileceğini bilmiyor.  İlahi düzene ve ilahi kanunlara uymayan insanoğlu nasıl huzurlu olabilir ki? 

Yaşadığımız her felaketin nedeni, bizim düzenin dışına çıkan yaşam şeklimizdir. İlahi düzen; Ne ekersen onu biçersin demiyor mu? Ektiğimizi biçiyoruz işte. Ve insanın yaptığı her kötülük de, iyilik de şu veya bu yoldan mutlaka geri dönüyor.

 

İYİLİK DE KöTüLüK DE DöNüCüDüR

Doğaya, hayvana, bitkiye, birbirimize ettiğimiz zulmün karşılığını veriyor evren.Kainatlarda müthiş bir matematiksel, kıl boyu şaşmayan inanılmaz bir düzen var. Yaratıcı, serbest bıraktığı hür irademizle bu düzene uyum içinde yaşamamızı istiyor.Kötülük, kin, nefret, ötekileştirmek, bencillik, her türlü negatif duygu düzeni bozuyor.Sevgi dolu, bağışlamayı bilen, ilahi kanunlara uygun yaşamak isteyen, bütünün hayrını kendi nefsinin önünde tutan insanlar sayesinde dünya dönüyor.