KLASS, HER GEÇEN GÜN YENİ BİR ŞEYLER ÖĞRENMEMİ SAĞLAYAN OKULUM

KLASS, HER GEÇEN GÜN YENİ BİR ŞEYLER ÖĞRENMEMİ SAĞLAYAN OKULUM KLASS, HER GEÇEN GÜN YENİ BİR ŞEYLER ÖĞRENMEMİ SAĞLAYAN OKULUM

Bizi yöneten nedir? Kendimiz mi zaman mı? Beynimiz mi duygularımız mı? Hırsımız mı başkalarının istekleri mi?.. Bu soruları çoğalttıkça cevabı bulmak çok daha zor olur, biliyorum. Ama şunu çok iyi biliyorum ki bizi biz yönetiriz. Zaman bizim, duygular bizim, akıl bizim.

Duygularımızın yumuşaklığının tadına varalım ama bizi ele geçirmesine izin vermeyelim. Hırsımız bizi başarı konusunda güdülesin ama başkalarına zarar verdiği noktada onu bükelim. Zaman hızlı akıp gitsin ve bize fırsatlar sunsun ama onu nasıl yöneteceğimizi öğrenelim. Geçmiş zamanı orada bırakalım, iyi bir gelecek için şimdi sağlam adımlar atalım.

 

Gelelim bunları nasıl yapacağımıza…

Gerçekten kendimizi kendimiz mi yönetiyoruz? Bu gerçekten basit bir şey mi? Hayalini kurduğumuz şeyler şu an ki yaşadığımız atmosferde ne kadar mümkün? Bunun mümkün olması için gerçekten mücadele veriyor muyuz? çalışıyor muyuz? çabalıyor muyuz? Pişmanlıklarımız var mı? Bu pişmanlıklara ne kadar takılıyoruz?..
Tüm bu sorulara gerçekten içten cevap vermeye çalışın. Cevap vermeye çalıştıkça kendinize yeni sorular sorun. Kafanızdaki çözüm bir yerde tıkanıyorsa başka bir çözümün olduğunu bilin ve onu düşünün. Ama ne yapın ne edin, kendinizi yönetmeyi bilin. çünkü gerçek mutluluk orada. Karar vermekten korkmayın. çünkü en kötü karar bile kararsızlıktan daha iyidir.

İş, eş, aile, arkadaş… Her durumda kendini yönetebiliyor olmak, yaşamdaki mutluluğun anahtarıdır. Her birini tek tek ele alın. “İşimde ne kadar mutluyum ve burada sorumluluklarım dahilinde kendimi ne kadar yönetebiliyorum? Duygularımı iş ortamıma ne kadar yansıtıyorum?” Kabul edin iş hayatı duygusallığı çok da kaldıran bir yer değildir. Orada farklı yapılarda farklı insanlar çalışıyor ve hiçbir şeyi kişisel olarak algılamamanız lazımdır. Yoksa duygusal olarak yıpranırsınız. İş hayatı belki biraz da gamsızlık gerektirir. Duygularınızı gerektiğinde yavaş yavaş devreye sokun. Evinize geldiğinizde ise çok da mantıklı olmanıza gerek yok. çünkü orada hayatınızı paylaştığınız ve sorumluluğunuzda olan insanlar var. Onların duygularıyla aynı frekansta olmayı deneyin. Onların düşünceleriyle empati yapmaya çalışın. çocuğunuzla çocuk olmayı deneyin, annenizle anne… Empati burada çok işinize yarayacaktır. Başkalarıyla empati yaparak yaşamak aslında kendini yönetmenin ve tanımanın en güzel yollarından biridir. Arkadaşlarınızla keyifli anlar geçirebilmek size özel anların en keyifli olduğu dilimlerdir. Arkadaşlık ilişkilerinize bir göz atın, ne kadar kahkahalarla geçiyor, ne kadar onun yaşamındaki mutluluklarla mutlu olabiliyorsun ve ne kadar onun sorunlarına destek olabiliyorsunuz. Onların yanında kendinizi ne kadar rahat hissediyorsunuz. Bir deneyin, tartın. Şöyle kendinize uzaktan bir bakın. İş, özel ve sosyal yaşamınızda gerçekten olmasını istediğiniz gibi biri misiniz? Eğer öyleyseniz gerçek başarıyı ve gerçek mutluluğu tadıyorsunuz, farkında değilsiniz.

 

Bunları size söylerken bir yandan kendimi de check ediyorum. Yaşamıma dışarıdan bakıyorum. Kimi zaman bunu yapıyorum. çünkü bazı şeyleri içindeyken yani yaşarken göremezsiniz. çevrenizdeki insanların mutluluğunu, mutsuzluğunu iç içeyken görebilmeniz mümkün değildir. Biraz uzaklaşıp dışarıdan bakmak en iyi değerlendirmeyi yapmanızı sağlar. Bu yüzden bu yazıda yer alan soruları kendinize sorun, sormaktan da çekinmeyin. Kendinizi en iyi böyle tartabilirsiniz. En mutlu olduğunuz anlarda mutluluğunuzu daha da arttırmak için bu soruları sorun kendinize. Kendinizi en kurban hissettiğiniz anlarda nerelerde yanlış yaptığınızı görmek adına yine bu soruları sorun. İnanın çözümün kendi içinizde olduğunu göreceksiniz.

Gelelim elinizde tuttuğunuz dergimiz Klass’a… Klass benim hayatımın dönüm noktası. Yukarıda sorduğum soruları içten içe kendime sorduğum dönemdeki en büyük değişimim, en harika yoldaşım. 15 yıldır her bir sayısıyla gurur duyduğum, etrafıma mutlulukla bakmamdaki en önemli motivasyonum. Her geçen gün yeni bir şeyler öğrenmemi sağlayan okulum. Dolayısıyla onu sizlere her sunuşumda gurur duyuyorum. çok çalışıyor ve ekibimle birlikte onu sizlere ulaştırdığımız an içimize büyük bir huzur doluyor. Yaşadığımız stres, yorgunluk hepsi havaya uçuyor. İşte o zaman “tamam sevdiğimiz işi yapıyoruz” diyoruz. Hayatımızın bir noktasında mutluluğu yakaladığımızda diğer noktalarına da sirayet edeceğinin farkındayız. Sorumluluklarımızı yönetmeyi çok iyi biliyoruz. Sorumlulukları yönetirken zamanı da, duyguları da, hırslarımızı da yönetebiliyoruz. çünkü kendimizi yönetebilmeyi birbirimize öğrettik. İşte bu tarzda çalışan Klass ailesi olarak sizlere yine özel bir sayı ulaştırmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Keyifle okuyun…

 

Klass Alın, Klass Okuyun, Klass Olun…