Para Lazım mı?

Para Lazım mı? Para Lazım mı?

Baktım ki para akışında sorun var. ben de Para koçuna gideyim dedim. Para çok önemli değil ama sinirlerimi yatıştırıyor diye bir laf var ya bayılıyorum. Çok olsa bir türlü olmasa bir türlü.

Baktım ki yakın arkadaşlar eş dost artık sürekli Miami – Los Angeles’da takılıyor. Oralarda ev alıyor, hatta özel uçak alanlar falan derken bende dedim ki önümde engel mi var neden akış çok daha fazla olmuyor.

Geçenlerde Doğuş Dreams Grubu’nun restore ettiği Hilton Bomonti yanı Tarihi Bomonti Fabrikası’ndaki bir etkinlikte çok sevdiğim dostum ve TüRSAB Gastronomi’de birlikte çalıştığım deneyimli turizmci ömer Kartın beni eşiyle tanıştırdı. Ve dedi ki Eşim PARA AKIŞ Uzmanı.

İyi olacak hasta doktorun ayağına gelirmiş. Bende bu konuda bir stagfalasyon oldu demek “çare siz-siniz”. Eşi Nisa süper iyi bir insan. Sonuçta evinde seanslar yapıyormuş ama çok dolu. Bana iki hafta sonraya gün verdi.
Ben gün ve saatte Nisa Hanım’a gittim.
Orada neler olduğunu merak ediyorsanız siz de gidin ama ben çıktıktan 7 gün sonra başımdan geçeni anlatayım. Arabayı Capitol karşısı yıkamacıya verdim. O sırada yıkamacıda satılık duran iki araca baktım ve istediğim araç gelirse diye kartımı bıraktım.
Yaklaşık iki gün sonra yıkamacıya gelen başka biri beni cebimden aradı ve bir yalı aldıklarını ve yalının restoran yapılacağından Marka Doktoru’na ihtiyacı olduklarını telefonda aktardı.

Ertesi gün yalıda buluştuk beni dinlediler ve sözleşme yaptık, ödememi aldım.
Şimdi bu konuyu ben yaşamasam başkası anlatsa amma attın diyeceğim.
Ama bizzat ben yaşadım.

Bu arada Nisa Hanım ne web ne de bilinirlik için zerre çaba sarfeden biri. Hatta ben sordum neden bu kadar kapalı çalışıyorsunuz diye? Ama işin sırrı orada sanırım. İhtiyacı olan Nisa hanımı bir şekilde “EVREN”den dolayı buluyor.

Sonra bu konuyu ihtiyacı olan sevdiğim dostlarıma da tavsiye ettim.
Haaa sakın unutmayın Paculli Yağı eğitimden sonra eve bereket getirmesi için alınması gereken önemli bir koku. Ben aldım hatta fazla ağır geldi ama duruyor.

Ben böyle şeylere inanmam diyen arkadaşlara sevgilerle.

Ayrıca gündem Leonardo’nun akşam aldığı OSCAR ödülü tabii ki. Alsın arkadaş 8 kere aday olmuş, Titanic’den beri elimizde büyüdü. O almayacak kim alacak derseniz diğer adaylarda da boş yoktu.

Benim ilgimi çeken Los Angeles Dolby Theatre salonunun lokasyon ve giriş çıkışı. Bana sorsanız Sirkeci-Eminönü hanları daha otantik. Burası gerçekten bende hayal kırıklığı uğratmıştı gördüğümde. Ama öyle bir dekor ve giriş halı, ses-ışık ile süslüyorlar ki sizin evi de süsleseler yanlış binaya mı geldim dersiniz.

Bu sene ilginç olan ve konuşulmayı sağlayan zenci-beyaz arasındaki haksızlık konusu oldu. Bravo gerçekten, klasik bir konu ama Amerika’da hep tutuyor. Bir de  Türkiye’de Nişantaşı’nda restoran açan Dünyaca ünlü Wolfgang Pack’ın bu özel gece için hazırladığı menüde TüRK -OSMANLI mutfağı esintileri hissettirmesiydi.

Bence Gastronomi Turizmi diyorsak konunun üzerine gitmeliyiz.

Wolfgang Eminönü Kapalıçarşı’dan aldığı baharatları yemeklerinde kullandığı için ortaya özel tatlar çıkmış.
İş yine bize dayanıyor. Bu sene OSCAR’ın tadı tuzu Türkiye’den…

Bu haftalık bu kadar kalın sağlıcakla…