Yaşadığımız Mutluluklar da, Acılar da Bizi Besler

Yaşadığımız Mutluluklar da, Acılar da Bizi Besler Yaşadığımız Mutluluklar da, Acılar da Bizi Besler

Yaşamın bir hedefi gerçekten olmalı mı? Yoksa önemli olan gerçekten sevdiklerinle anın tadını yaşayıp mutlu olmak mı? Herkesin hayatı bir algılayış ve yorumlama şekli var. Belki hepimiz güzel ve mutlu bir yaşam hedefinde yaşıyoruz ama ona giden yollarda farklı farklı adımlar izliyoruz. Kimimiz küçük şeyleri çok büyütüyor, detaylara çok takılıyor, kimimiz de olumsuzluğa karşı bir gram dahi tahammül gösteremiyor. Hemen ruhunu çökertip, içine kapanıp, başarısızlık senaryosu çizmeye başlıyor.

Ama çok iyi biliyoruz ki hayat bu değil. Bir tane var. Geliyoruz, yaşıyoruz ve gidiyoruz. İşte bu bilinçte yaşadıktan sonra bu hayatı ne kadar ciddiye almalı? Yaşadığımız acıları ne kadar büyütmeli? Ya da yaşadığımız mutlulukları ne kadar derin yaşamalı? Gelin bu ay bunun cevabını arayalım…

Hayat bir denge üzerine kurulu. Yaşadığımız acılar da mutluluklarla da bizi besler, olgunlaştırır. Eğer hepsine bu doğrultuda bakarsak bu hayatı büyük yaralar almadan yaşarız. Neticede hepimiz faniyiz. Basit gibi sıradan gibi görünen bu bilince ulaşmak genç yaşlardayken pek mümkün olmuyor. Daha deli çağda oluyorsun ve derinden yaşıyorsun her şeyi. Ama yaş ilerledikçe hayat sana yaşattıklarıyla bunları çok güzel öğretiyor. İşte bu öğrenme sürecini ne kadar kırmadan, yıpratmadan halledersek o kadar başarılıyız. Onun dışında bize kalan yaşadıklarından ders alıp hayatına adapte etmek… Doğadan sıkça örnek vermeyi severim. çok kısa süre önce doğa bize sel ve deprem ile kötü yüzünü gösterdi. çok şükür ki insanlık adına çok da kötü bir afet olmadı. Ama doğanın bir suçu yok. O kendini yıkarak yeniliyor. İşte bu yaradılışın fıtratında olan bir şey. Tabi burada insanlığın doğaya karşı yaptığı hatalardan bahsetmek istemiyorum. Bu konu başka bir ayın konusu olsun.

Demek istediğim aldığımız yaralar bize aslında değer katar. Olaya bu yönüyle bakarsak şu hızla geçip giden yaşamımızı daha keyifli hale getirebiliriz.

 

Temmuz ayında 44 yaşına girdim. 44 senelik yaşamımda çok güzel evreler atlattım. Ama en güzel günlerimi şu son 13 senede yaşadım. Hayatımda evlenmem, çocuk sahibi olmam ve üçüncü çocuğum gibi gördüğüm Klass’ı kurmam benim dönüm noktam oldu. Klass ile birlikte çok güzel insanlar tanıdım. çok farklı stresler, üzüntüler de yaşadım. Ama yaşadığım her üzüntüyü, aldığım her yarayı bir ders gibi algıladım. “Demek ki bir daha bu noktada daha farklı adım atmam gerekiyormuş” dedim. Hayatıma giren her insanı gönülden karşıladım. ön yargıya hiç pabuç bırakmadım. Ben insanlara gönlümü açtım, kalıp kalmayacaklarına kendileri karar verdiler. Hayat zaten dengesini buluyor. çok şükür ki güzel bir ailem var. çok severek ve çocuk yaşlardan hayalini kurduğum bir işi yapıyorum. İnsanlarla iletişim kurmayı seviyorum. Allah’a bana bu güzellikleri dünyada yaşama fırsatı sunduğu için çok teşekkür ediyorum. Bende sahip olduğum güzelliklerin kıymetini bilmeye çalışıyorum. Sık sık şükrediyor, başıma gelen her olumsuzlukla da vardır bunda da bir hayır diyorum.

Neticede ömrümün gelecek diğer güzel günlerini keyifle karşılıyorum. Hızla gidip gelen şu hayatta her anın tadını çıkaracağıma kendi kendime söz veriyorum.

 

Temmuz ayı Klass ailesi için sıcacık geçti. İkinci ailem gibi gördüğüm Klass ekip arkadaşlarımla birlikte size yine dolu dolu bir dergi hazırlamanın keyfini yaşadık. Bu ay kapağımızda dünyaca ünlü bir fenomen yer alıyor, Gianluca Vacchi. Kendisi hayat bir tane diyenlerden ve hayatın ciddi ve eğlenceli yönlerini çözmüş kişilerden. Gianluca Vacchi hayatının kodlarını Yayın Koordinatörümüz özgün Küçükkahraman’a anlattı. çok keyifli güzel bir röportaj oldu. Bir de bu ay kapağımıza tüm güzelliğiyle sevdiğim arkadaşım Emre Ziyal’in eşi Burcu Ziyal konuk oldu. Biliyorsunuz İstanbul bu ay birkaç tane özel düğüne ev sahipliği yaptı. Onun dışında ayın tüm telaşesi Bodrum ve çeşme’de yaşandı. Bizde Bodrum ve çeşme dosyaları ile güney sahillerinin hareketliliğini sizlere yaşatmak istedik. Onun dışında olmazsa olmazımız başarı odaklı iş dünyası röportajları yine sizlere ilham verecek güzellikte oldu. Kısacası yine sıcacık, cıvıl cıvıl, bir ayın özetini sunduğumuz bir dergi hazırladık. Sizlere de bu dergiyi keyifle okumak kaldı.

 

Klass Alın, Klass Okuyun, Klass Olun…