Soner Bey, sizi tanıyarak gastronomiye olan tutkunuzun nasıl başladığını dinleyebilir miyiz?
Lezzetli bir yemeğin bir insanı ne kadar mutlu edeceğini çok küçük yaşlarda anladım ve yolumu gastronomiye çevirdim. Şu an bulunduğum konumdan ve yaptığım işten oldukça tatmin olduğumu söyleyebilirim.
Ustalığınız genlerinizden geliyor diyebilir miyiz?
Annem çok iyi yemek yapar. Turşular, salçalar konserveler yapmayı annemden öğrendim ve tabi babam halen daha pastane sahibi olduğunu düşünürsek eminim ki ailemin etkisi büyük.
Peki bugüne kadar hangi ülkelerde çalıştınız? Sizi en çok etkileyen mutfak hangisi oldu?
Amerika Birleşik Devletleri, Mısır, Ürdün, Almanya, Umman, Katar. Hepsinden etkilendim diyebilirim. Çünkü hepsinin kendine has özellikleri var.
Swissôtel The Bosphorus ailesi ile yolunuz nasıl kesişti?
ACCOR grubunda yine lüks bir marka olan Fairmont Quasar’da çalışırken Sayın Uğur Talayhan Bey ile görüşmeye başladık. Uğur Bey’in Swissôtel ailesine katılmamda etkisi büyüktür.
Swissôtel The Bosphorus’ta oluşturduğunuz mutfak kültüründen bahseder misiniz?
Dinamik, yenilikçi ve bir o kadar da geleneksel lezzetleri harmanlayıp menülerde bulundurma çabasındayız, yöresel ürünlerin kullanımına özen gösteriyoruz.
Bugüne kadar mutfakta yaşadığınız tecrübeleri göz önüne alırsak hem lezzet hem de yaratıcılık olarak sizi en çok etkileyen şef kimdir?
Bugüne kadar birçok şeften farklı bakış açıları ve teknikler, menüler öğrendim. Araştırmalarımız oldu, denemelerimiz oldu, tek bir isim vermek birçok şefe haksızlık olur.
“MUTFAKTA MALZEME KULLANIMINDA TAZELİK VE KALİTE ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞU İÇİN BU İKİ KRİTERE ÇOK ÖNEM VERİYORUM.”
Lezzet oluştururken kullanılan malzemeler de çok önemlidir. Mutfağınızdaki malzemeleri nelere dikkat ederek alıyorsunuz?
Mutfakta malzeme kullanımında tazelik ve kalite çok önemli olduğu için bu iki kritere çok önem veriyorum diyebilirim.Zaten taze ve kaliteli olmadığında yediğinizden bunu çok rahat bir şekilde anlayabiliyorsunuz. Sürdürülebilir olması da bir o kadar kritik bir konu.
‘ÜLKEMİZİ ZİYARET EDEN TURİSTLER MUTFAĞIMIZIN LEZZETLERİNİ ÇOK BEĞENİYORLAR’
Türk mutfağı son dönemde oldukça öne çıktı ki ‘Michelin Rehberi’nin gelişi de bunu kanıtlıyor. Sizce bundan sonraki süreçte Türk mutfağını tanıtmak için neler yapılabilir?
Yıllarca yurt dışında birçok farklı ülkede şeflik yaptım ve sürekli olarak mutfağımızın lezzetlerine menülerimde çokça yer verdim, aslında ülkemizi ziyaret eden turistler mutfağımızın lezzetlerini çok da beğeniyorlar, buradaki asıl konu bence ürünlere ulaşabilme noktasında. Bugün dünyanın neresinde herhangi bir iyi markete gittiğinizde İtalyan, Fransız mutfağı ve Asya mutfak ürünlerini kolaylıkla bulabiliyorsunuz. Ben Türk mutfağı ürünlerinin de dünyaya açılması gerektiğini düşünüyorum.